Köpek Irkları

AKC tarafından uygun görülen 150 adet ırk vardır. Bu ırkların her biri 7 gruptan birinde veya “miscellaneous” (çeşitli) grubunda yer alır. Irkların gruplandırılması, köken aldıkları ırklar ve kullanım amaçları göz önüne alınarak yapılmıştır. Bu gruplar ve gruplarda yer alan ırklar şunlardır.
 
Bu gruptaki köpekler kuş avında insanlarla birlikte çalışmak üzere geliştirilmiştir. İnsanlarla birlikte olmayı seven, hareketli köpeklerdir. 
 
American Water Spaniel
Brittany
Chesapeake Bay Retriever
Clumber Spaniel
Cocker Spaniel
Curly Coat Retriever
Pointer
English Cocker Spaniel
English Springer Spaniel
English Setter
Field Spaniel
German Shorthaired Pointer
German Wirehaired Pointer
Golden Retriever
Gordon Setter
Flat Coated Retriever
Irish Setter
Irish Water Spaniel
Labrador Retriever
Sussex Spaniel
Vizsla
Weimaraner
Welsh Springer Spaniel
Wirehaired Pointing Griffon 

Hound Group – Tazı Gurubu
Tazı grubundaki köpekler görüş veya koku duyusu ile iz sürme yeteneğindedir. Genellikle yumuşak huylu, insanlara karşı canayakın köpeklerdir.
Afghan Hound
Basenji
Basset Hound
Beagle
Black and Tan Coonhound
Bloodhound
Borzoi
Dachshund
Foxhound (American)
Foxhound (English)
Greyhound
Harrier
Ibizan Hound
Irish Wolfhound
Norwegian Elkhound
Otterhound
Petit Basset Griffon Vendeen
Pharaoh Hound
Rhodesian Ridgeback
Saluki
Scottish Deerhound
Whippet
Working Group – İş Gurubu
İş grubundaki köpekler belli görevleri yerine getirme üzerine geliştirilmişlerdir. Örneğin hayvan gütme, yük taşıma, koruma gibi. Bu köpekler büyük, zeki, sahibine karşı korumacıdır.
Akita
Alaskan Malamute
Bernese Mountain Dog
Boxer
Bullmastiff
Doberman Pinscher
Giant Schnauzer
Great Dane
Great Pyrenees
Greater Swiss Mountain Dog
Komondor
Kuvasz
Mastiff
Newfoundland
Portuguese Water Dog
Rottweiler
St Bernard
Samoyed
Siberian Husky
Standard Schnauzer
Terrier Group – Terrier Gurubu
Terrier grubundaki köpekler zararlı ( kemirgen, vs.) hayvanların avlanması için yetiştirilmişlerdir. Terrierler zeki, azimli ve cesurdur.
Airedale Terrier
Australian Terrier
Bedlington Terrier
Border Terrier
Bull Terrier (English)
Bull Terrier (Miniature)
Cairn Terrier
Dandie Dinmont Terrier
Smooth Fox Terrier
Wire-Haired Fox Terrier
Glen of Imaal Terrier
Irish Terrier
Kerry Blue Terrier
Lakeland Terrier
Manchester Terrier
Norfolk Terrier
Norwich Terrier
Scottish Terrier
Sealyham Terrier
Skye Terrier
Soft Coated Wheaten Terrier
Staffordshire Bull Terrier
Welsh Terrier
West Highland White Terrier
 
Toy Group – Oyuncak/Süs Gurubu
Toy grubundaki köpekler insanlara arkadaş olmaları için yetiştirilmişlerdir. Güzel, küçük köpeklerdir, insanların çevresinde olmaktan hoşlanırlar.
Affenpinscher
Brussels Griffon
Chihuahua
Chinese Crested
Cavalier King Charles Spaniel
English Toy Spaniel
Italian Greyhound
Japanese Chin
Maltese
Manchester Terrier
Miniature Pinscher
Papillon
Pekingese
Pomeranian
Poodle
Pug
Shih Tzu
Silky Terrier
Yorkshire Terrier
Non-Sporting – Spor Dışı Gurubu
Spor dışı grubundaki köpekler diğer gruplara dahil edilemeyen, veya başlangıçtaki yetiştirme amaçlarının dışına çıkmış ırklardır. Bu gruptaki köpeklerin hepsi çok iyi aile köpeği olur.
American Eskimo Dog
Bichon Frise
Boston Terrier
British Bulldog
Chinese Shar-pei
Chow Chow
Dalmatian
Finnish Spitz
French Bulldog
Keeshond
Lhasa Apso
Poodle
Schipperke
Shiba Inu
Tibetan Spaniel
Tibetan Terrier
Herding Group – Çoban Köpekleri
Bu gruptaki köpekler çiftlik hayvanlarıyla çalışmak üzere yetiştirilmiştir. Bu köpekler çok zekidir ve egzersiz gereksinimleri çok yüksektir.
Australian Cattle Dog
Australian Shepherd
Bearded Collie
Belgian Malinois
Belgian Sheepdog
Belgian Tervuren
Border Collie
Bouvier Des Flandres
Briard
Collie
German Shepherd Dog
Old English Sheepdog
Puli
Shetland Sheepdog
Welsh Corgi (Cardigan)
Pembroke Welsh Corgi
Miscellaneous Class – Çeşitli Irklar Sınıfı
Bu sınıftaki ırklar American Kennel Club tarafından tam resmi tanınma için çalışma aşamasında olan ırklardır. Bu ırklar çeşitli showlarda yer alıp, yarışmalarda ödül alabilir. Ancak saf ırk olarak tanımlanması yapılmamıştır.
Anatolian Shepherd
Canaan Dog
Havanese
Australian Kelpie
Lowchen
Italian Spinoni
FCI Yetiştirme Kuralları
Uluslararası Yetiştirme Kuralları (F.C.I.)
1.   Federation Cynologique Internationale’nin (FCI) Uluslararası Yetiştirme/Üretme Yönetmeliği, tüm üye ülkeleri ve sözleşme ortaklarını bağlar.
FCI’nin bu yetiştirme/üretme kuralları tüm FCI üyesi ülkeleri ve aynı zamanda da sözleşme ortaklarını doğrudan kapsamaktadır. Bunun anlamı, yalnızca sağlam karakterli, fonksiyonel ve kalıtımsal olarak sağlıklı ve FCI tarafından kabul edildiği şekilde kayıtlı olan, şecere kaydı yapılmış köpekler yetiştirilebilir. Buna ek olarak ilgili FCI üyesi yada sözleşme ortağı tarafından belirlenmiş koşullar da yerine getirilmelidir.
Soyundan geleceklerin fonksiyonel sağlıklarını bozacak önemli bir kalıtımsal kusur göstermeden türünün özelliklerini, tipini ve karakterini sonraki nesillere aktaran köpekler, kalıtımsal olarak sağlıklı kabul edilen köpeklerdir. Bu bağlamda FCI’nın üyelerinden ve sözleşme ortaklarından, köpeklerin fonksiyonel sağlıklarında hasara yol açabileceğinden, standartların belirlenmesinde tür özelliklerinin abartılmasından kaçınmaları istenmektedir.
Sağlam olmayan karakter, doğuştan körlük yada sağırlık, tavşan dudak, yarık damak, belirgin diş yada çene bozukluğu, PRA, epilepsi, kriptorçidizm, monorçidizm, albinizm, doğru olmayan tüy rengi yada aşırı kalça çıkığı gibi giderilebilir kusurları olan köpekler üretilmeyebilirler.
HD yada PRA gibi ortaya çıkan kalıtımsal kusurlarla ilgili olarak, FCI üyesi ülkeler ve sözleşme ortakları bu hastalıklardan etkilenen hayvanları kaydetmek, yöntemli bir şekilde bu kusurlarla savaşmak, gelişmeleri devamlı kaydetmek ve istendiğinde bu konuda FCI’ya bilgi vermek zorundadırlar.
FCI, üyesi olan ülkeler ve sözleşme ortakları, kalıtımsal kusurlarla mücadelede değerlendirme, yardım ve öneriler bazında Bilimsel Komisyon tarafından desteklenmektedirler. Bilimsel Komisyon’un bir önlemler katalogu yayınlaması durumunda bu, FCI Genel Kurulu tarafından benimsenenle aynı şekilde bağlayıcı olur.
Üretme sorumluluğu ve yeterliliği, üye ülkelerle FCI’nin sözleşme ortaklarına bırakılmıştır ve bunlar, yetiştirme rehberliği, yetiştirme önerileri, yetiştirmenin gözlemlenmesi ve şecere kayıtlarının tutulmasını içerir.
FCI üyesi ülkeler ve sözleşme ortakları kendi üretme/yetiştirme yönetmeliklerini, üretme hedeflerinin yer aldığı FCI Üretme/Yetiştirme Yönetmeliği’ni temel alarak hazırlamak zorundadırlar. Bu yönetmelikler, saygın türlerin belirli karakteristiklerini uygun ve mantıklı biçimde göz önüne almalıdır. FCI üyesi ülke ve sözleşme ortaklarında, köpek tüccarlarına ve ticari olarak köpek yetiştirenlere, üretme izni yoktur.
2.   Damızlık erkek ile dişi köpek sahiplerinin karşılıklı hakları ve yükümlülükleri prensip olarak ulusal yasalar, ulusal Köpek Barınaklarının ve yetiştirme kulüplerinin yönetmelikleri ve özel anlaşmalarla belirlenir. Bu tür yönetmeliklerle anlaşmaların olmadığı durumlarda FCI Uluslararası Üretme-Yetiştirme Kuralları geçerlidir.
Damızlık köpeklerin sahipleri ve yetiştiricileri, her üreme öncesinde içinde her iki tarafın da mali yükümlülüklerinin yer aldığı yazılı bir sözleşme üzerinde mutlaka görüşmelidirler.
Köpek “sahibi”, yasal olarak hayvanı edinen, ona bakan ve geçerliliği olan bir resmi kayıt ve şecere ile bunları kanıtlayabilen kişidir.
“Damızlık köpek temsilcisi”, köpeğin sahibidir, yada onun damızlık köpeğin çiftleştirilmesi işi için yetki verdiği bir kişidir.
DİŞİ KÖPEĞİN TEMİNİNİN VE TAŞINMASININ MALİYETİ
3.   Dişi köpeğin erkeğe getirilip götürülmesi işinin sahibi tarafından yada onun güvendiği biri tarafından yapılması önerilir. Birkaç gün damızlık erkeğin temsilcisi tarafından barındırıldığı durumda dişinin sahibi hayvanın yiyecek, barınma, gerektiği taktirde veteriner ücreti ve barınağa verdiyse hasarın ödenmesi ile hayvanın geri dönüş masraflarını karşılamak zorundadır.
YÜKÜMLÜLÜK
4.   Farklı ülkelerin yasalarına göre, bir hayvanı tutarak ona bakan kimse, bu süre içinde üçüncü şahıslara verilen herhangi bir hasardan yasal olarak sorumludur.
Bireysel yükümlülük sigortası için baş vuran damızlık köpek sahibi/temsilcisi, bu yasal yükümlülüğü göz önüne almalıdır.
DİŞİNİN ÖLÜMÜ
5.   Dişi köpek, damızlık erkeğin temsilcisinin koruması altındayken ölürse temsilci ölümü üstlenecek ve ölüm nedeni veteriner tarafından belgelenecektir. Temsilci, dişinin sahibine en kısa zamanda ölüm ve ölüm nedeni hakkında bilgi verecektir.
Sahibi köpeğin ölüsünü görmek isterse damızlığın temsilcisi buna karşı gelemez.
Dişi köpeğin ölümü, damızlık köpeğin temsilcisinin ihmali nedeniyle meydana gelmişse, damızlık temsilcisi dişinin sahibinin kaybını tazmin etmekle yükümlüdür.
Dişi köpeğin ölümünden damızlık temsilcisinin kesinlikle sorumlu olmadığı kanıtlanmışsa dişinin sahibi, ölümden kaynaklanan tüm masrafları ödemek durumundadır.
DAMIZLIK KÖPEK SEÇİMİ
6.   Damızlık köpek temsilcisi, dişiyi sözleşmede belirtilen köpekle çiftleştirmek zorundadır. Seçilen damızlığın dişiyle çiftleşemediği durumda, dişinin sahibinden onay almadan dişi başka köpekle çiftleştirilemez. Her durumda, dişi köpeğin aynı yumurtlama periyodu içinde birden fazla damızlık köpekle çiftleştirilmesi yasaktır.
RASTLANTISAL ÜREME
7.   Dişi köpeğin, üzerinde anlaşılanın dışında bir köpekle kasıtsız olarak çiftleşmesi durumunda, dişiyi koruması altında tutan damızlık temsilcisi, dişinin sahibine durumu bildirmeli ve rastlantısal çiftleşmeden doğabilecek her türlü masrafı ödemelidir.
Rastlantısal çiftleşme olduğunda, aynı dişiyi üzerinde anlaşılan damızlık ile de çiftleştirmek yasaktır.
Böylesi bir durumda damızlık köpeğin temsilcisi çiftleşme ücreti talep edemez.
DAMIZLIK HİZMETİ BELGESİ
8.   Damızlık köpek temsilcisi çiftleşmenin, üzerinde anlaşmaya varılmış damızlık köpek ile olduğunu, bir damızlık hizmeti belgesi üzerinde yazılı olarak ifade edecektir. İmzalayarak da kendisinin çiftleşmeye tanık olduğunu belgeleyecektir.
Bir seferde doğan yavruların kaydedildiği üretim kayıtlarını tutan organizasyon bu belgeleri kullanmak isterse belgelerin temini, doğru olarak doldurulması ve damızlık köpek temsilcisine imzalatılması dişi köpeğin sahibinin isteğine bırakılır.
Bu damızlık hizmeti belgesinin aşağıdaki bilgileri içermesi zorunludur:
a)   Damızlık köpeğin adı ve damızlık kayıt numarası.
b)   Dişi köpeğin adı ve damızlık kayıt numarası.
c)   Damızlık köpeğin sahibinin/temsilcisinin adı ve adresi.
d)   Dişi köpeğin çiftleşme sırasındaki sahibinin adı ve adresi ile dişiyi edindiği tarih.
e)   Çiftleşmenin gerçekleştiği yer ve tarih.
f)   Damızlık köpeğin temsilcisi ile dişi köpeğin sahibinin imzaları.
g)   Bir seferde doğan yavruların kaydedildiği üretim kayıtlarını tutan organizasyonun, damızlık köpeğin şeceresini gösteren belgenin yada bir bölümünün fotokopisini istemesi durumunda, bu talebin yerine getirilmesi, belgeleri ücretsiz olarak dişinin sahibine vermek, damızlık köpeğin temsilcisinin isteğine bırakılmıştır.
DAMIZLIK ÜCRETİNİN ÖDENMESİ
9.   Damızlık köpeğin sahibi, kabul edilmiş olan damızlık ücreti ödenmeden damızlık hizmeti belgesini imzalamayı reddedebilir. Ancak, ödeme garantisi olarak dişi köpeği tutamaz.
10.   Üzerinde anlaşılan damızlık köpek her hangi bir nedenle çiftleşmezse yada dişi köpek çiftleşmeye yanaşmazsa yani bir çiftleşme gerçekleşmezse damızlık köpeğin sahibinin 2. maddede açıklandığı gibi ücretini almaya hakkı vardır. Ancak kendisi bunu istemeyebilir.
11.   Üzerinde anlaşılan çiftleşme ücretinin dışında damızlık köpeğin sahibi, dişinin sahibinden yavrularla ilgili her hangi bir hak talep edemez. Özellikle de yavrulardan birini almaya hakkı yoktur.
Ancak, yavrulardan birinin çiftleşme ücreti olarak verileceğine dair karşılıklı bir anlaşma var ise bu, çiftleşme öncesinde yazılı olarak belgelenmelidir. Bu yazılı belge dikkat edilmesi gereken aşağıdaki koşulları içermelidir:
a.   Damızlık köpeğin sahibinin yavruyu seçebileceği tarih.
b.   Damızlık köpeğin sahibinin seçtiği yavruyu alacağı tarih.
c.   Damızlık köpeğin sahibinin yavru seçme hakkının son bulacağı tarih.
d.   Damızlık köpeğin sahibinin seçtiği yavruyu alma hakkının son bulacağı tarih.
e.   Taşınma ücretini belirleyen bir anlaşma.
f.   Yavruların ölü doğması, bir tane yaşayan yavru olması yada damızlık köpeğin sahibinin seçtiği yavrunun kendisi almadan ölmesi ile ilgili özel şartlar.
DİŞİNİN KISIRLIĞI
12.   Çiftleşmenin doğru olarak gerçekleşmesinden sonra damızlık köpeğin görevini yerine getirdiği kabul edilir ve sahibi, üzerinde anlaşılmış olan ücreti almaya hak kazanır. Ancak bu, dişinin gebe kaldığı anlamını taşımaz. Dişinin döllenmemesi durumunda damızlık köpeğin sahibi bir sonraki yumurtlama periyodu içinde ücretsiz bir çiftleşme önerebilir yada çiftleşme ücretinin bir kısmını geri ödeyebilir. Bu anlaşma, yazılı olarak çiftleşme gerçekleşmeden önce yapılan üretme sözleşmesinin içine dahil edilmelidir.
Ücretsiz çiftleşmenin süresi, damızlık köpeğin sahibinin ölmesi yada değişmesi ve dişi köpeğin ölmesi ile sınırlıdır.
Çiftleşme sırasında damızlık köpeğin verimsiz olduğunun (sperm analizi ile) kanıtlanması halinde, dişi köpeğin sahibi çiftleşme ücretini geri almaya hak kazanır.
YAPAY DÖLLENME
13.   Yapay dölleme, daha önce doğal olarak doğum yapmamış hayvanlar üzerinde uygulanamaz. Dişinin yapay olarak döllenmesi durumunda damızlık köpekten sperm alan veterinerin, yavruların kaydedildiği damızlık kayıtlarını tutan organizasyona yazılı bir belge vererek, taze yada donmuş spermin, üzerinde anlaşma yapılan damızlık köpek tarafından üretildiğini belirtmesi gerekir. Buna ek olarak damızlık köpeğin sahibi 8. maddede listelenen belgeleri dişi köpeğin sahibine ücretsiz olarak vermelidir.
Spermin alınması ve döllenme işleminin yapılması sonucu oluşan masrafların ödenmesinden dişi köpeğin sahibi sorumludur. Dişinin döllenme işlemini gerçekleştiren veteriner, damızlık kayıtlarını tutan organizasyona dişinin önceden seçilmiş olan damızlık köpeğin spermiyle yapay olarak döllendiğini teyit etmelidir. Bu belge aynı zamanda döllenmenin yapıldığı yer ve tarihi, dişi köpeğin adını ve kayıt numarasını, sahibinin adını ve adresini de içermelidir.
Spermin alındığı damızlık köpeğin sahibi, dişi köpeğin sahibine veterinerin belgesinin yanı sıra imzalı bir damızlık hizmeti belgesi vermelidir.
YETİŞTİRME HAKKININ DEVRİ – KİRA SÖZLEŞMESİ
14.   Kural olarak, çiftleşme sırasında dişi köpeğin sahibi olan kişi yavruların yetiştiricisi kabul edilir.
Dişi köpeğin yada damızlık köpeğin üretim için kullanım hakkı üçüncü şahıslara bir sözleşme ile devredilebilir.
Üretim haklarının devri/kira sözleşmesi, çiftleşme olmadan önce yazılı olarak yapılmak zorundadır.
Üretme/yetiştirme haklarının devri için yapılan yazılı sözleşme, bu tür üretim kayıtlarını tutan organizasyona ve varsa üretim kulübüne zamanında kaydedilmelidir.
Bu sözleşme, yavruların kaydedilmesi için yapılan başvuru formuna eklenmelidir. Sözleşme, iki tarafın da hak ve yükümlülüklerini açık bir şekilde ifade etmelidir.
Bu kurallardan anlaşıldığı gibi, dişi köpeği kiralayan kişi, yavrulama tarihinden yavrular sütten kesilene kadar, onun sahibi sayılır.
TEMEL KURALLAR
15.   Aynı cins ve FCI’nin kabul ettiği ve köpeklerle ilgili ulusal kurumlardan bir sınırlama yada itiraz almamış şecereye sahip safkan iki köpeğin yavruları da şecereli sayılır ve FCI’nin tanıdığı şecereliler arasına katılmaya hak kazanır.
Kural olarak, özel bir kişiye satılacak yada gönderilecek olan yavruların şeceresinin o kişi adına çıkarılması gerekir.
16.   FCI’nin şecereleri onaylaması, kayıtlı olan köpeğin niteliğinden çok ana- babasının belgelenmesidir.
YAVRULARIN KAYDEDİLMELERİ
17.   Başka bir sözleşme yoksa gebe dişi köpeğin yeni sahibi otomatik olarak doğacak yavruların yetiştiricisi olur.
18.   FCI üyesi yada sözleşme ortağı ülkelerde yetiştirilen her köpeğe, sahtesi yapılamayan ve devamlılığı olan bir kimlik verilir; bu kimlik köpeğin şeceresinde yer alır.
Yavrular prensip olarak, annenin sahibinin yaşadığı ülkede kaydedilir ve onun barınağının adını taşırlar. Bu ülkenin yasal olarak belirlenemediği durumda, aşağıdaki koşulların yerine getirilmesi halinde, dişinin sahibi çiftleşmenin olduğu sırada kendisinin yaşamakta olduğu ülkede yavruların doğmasını ve kayıt olmalarını sağlama hakkına sahiptir:
Dişi köpeğin sahibi, çiftleşmenin gerçekleştiği sırada yaşamakta olduğu ülkenin barınak kulübünün yetiştirme kurallarına uymak zorundadır.
Dişi köpeğin sahibi, yaşadığı yerin yerel yönetim makamlarının verdiği, o ülkede kesintisiz olarak en az 6 aydır oturmakta olduğunu gösteren bir belgeye sahip olmalıdır.
Bu koşullara uyulması durumunda yavruların kayıt işlemi, dişinin sahibinin çiftleşmenin olduğu sırada bulunduğu ülkedeki ulusal barınak kulübüne yapılmalıdır ve yavrular için sahibin barınak adı ve yaşadığı yerin adresini içeren bir şecere çıkarılmalıdır.
Köpek yetiştiren kişinin yaşadığı ülkede FCI’nın kabul ettiği bir damızlık kuralları kitabı olmayabilir. Bu yetiştirici yavruları, FCI tarafından kabul edilen kurallar kitabı olan bir ülkede kayıt ettirebilir.
Tüm yavrular tam olarak kaydedilmelidirler; bu tanım, kayıt başvurusu tarihine kadar yetişmiş tüm yavruları kapsar.
Aslında doğum belgesi olan şecereler, ana-babalığın doğrulanması için çıkarılır. Normal olarak bir seferde doğan yavrular için dişi köpek yalnızca bir erkekle çiftleşmelidir. Bundan bir sapma olması halinde barınak kulüpleri, maliyeti yetiştiriciye ait olmak üzere DNA testi yaptırarak babalığı kanıtlamak zorundadır.
ÜYE ÜLKELERİN YETİŞTİRME/ÜRETME KURALLARI
19.   Üye ve sözleşme ortağı ülkelerin yetiştirme/üretme yönetmelikleri, FCI’nin taleplerinin ötesine geçebilir, ancak FCI Uluslararası Yetiştirme/Üretme Yönetmeliği ile çelişmemelidir.
SONUÇ
20.   1979 tarihli FCI Uluslararası Yetiştirme/Üretme Yönetmeliği, 1934 tarihli Monaco Uluslararası Üretme/Yetiştirme Kuralları’nın yerini almıştır. Metnin hukuki yorumlanmasında çıkabilecek fikir ayrılıkları durumunda, bu belgenin Almanca biçimi esas alınacaktır.
–   FCI’nin 11-12 Haziran 1979 tarihinde Bern’de yapılan Kongre’sinde onaylanmıştır.
–   Çeviri, 22 Ocak 1990’da Winterthur’da hukuk komisyonu tarafından gözden geçirilmiştir.
Bold (kalın) yazılmış bölümler, Kasım 2004’te Kyoto’da toplanan Genel Kurul tarafından onaylanmıştır.
ROTTWEİLER
Kökeni: İtalyan mastiffi’nden geldiği düşünülmektedir.
Tanımı: İri ve güçlü bir gövdesi vardır. Erkeklerin yüksekliği 60-68 cm, ağırlığı 50 kg kadardır. Dişiler biraz daha küçüktür. Tüyleri kısa, sert ve kalındır.
Kişiliği: Dengeli, sakin, itaatkar, cesur ve kolay eğitilir. Sadece efendisi saldırıya uğradığı zaman sertleşir.
Özelliği: Çoban ve polis köpeği olarak kullanılır, daha önemlisi iyi bekçi ve muhafızdır. İyi bir aile köpeği olabilir ve özellikle çocuklarla arası iyidir.
ALMAN ÇOBAN KÖPEĞİ
Kökeni: Almanya.
Tanımı: 30-40 kg kadardır. Erkekler 60-65 cm, dişiler 55-60 cm yüksekliktedir. Yüksek zekalı bir ırktır.
Kişiliği: Çocuklarla gayet iyi iletişim kuran, diğer köpeklerle uyumlu, hareketli, mükemmel koku alan burna sahip bir köpek türüdür. Cesur, neşeli, sadık, kararlı, vefalı, efendisine ve çocuklara sevgi duyan, öteki hayvanlara karşı hoşgörülü, yabancılara karşı uyanık, kolay eğitilir.
Özelliği: Askeriyede, polis birliklerinde muhafız köpeği olarak, evlerde bekçi köpeği amaçlı kullanılabilir. Ayrıca iyi bir aile köpeğidir.
AMERİKAN COCKER SPANİEL
Kökeni: 1880’lerde ilk İngiliz Cocker Spaniel Amerika’ya getirildi. Kırsal kesime uygun türün elde edilmesi çalışmaları sonucunda, Amerikan avcılarının isteklerine cevap veren bir tür elde edilebildi. Buradaki av kuşları İngiliz kuşlarından daha ufak yapılı olduklarından, köpeğin cüssesi de giderek ufaltıldı. Başka değişiklikler de bunu izledi ve sonunda İngiliz ve Amerikan cockerleri arasındaki farklar ortaya çıkıverdi. Bugün her iki tür de ülkelerinde tescil edilmişlerdir.
Kişiliği: Genetik açıdan zamanla fiziksel ve huysal değişime uğrayan Amerikan cocker’ın sportif, eğlenceli ve sakin yapısında pek bir değişim olmamıştır.
Gereksinimi: Tüyleri belirli bir programa göre kesilip taranmalı, hayvan egzersizden uzak tutulmamalı, idman yaptırılmalı, dolaştırılmalı ve tabii ki, onu oyundan uzak tutmamak gerekmektedir.
AMERİKAN PİTBULL TERRİER
Kökeni: Bu savaşçı köpek 19. yüzyılda İngiltere’nin Staffordshire bölgesinde Bulldog ile çeşitli terrierlerin çiftleştirilmesiyle elde edilmiştir. ABD’ne getirilen bu cins burada onun ağırlığını arttıran ve başının daha güçlü hale gelmesini sağlayan Amerikalı yetiştiriciler tarafından mükemmelleştirilmiş ve şu anki durumunu almıştır.
Tanımı: Erkekler 44-46 cm, dişiler ise 40-42 cm yüksekliktedir. Ağırlıkları 17-20 kg kadardır. Güçlü, kaslı bir gövdesi vardır; aynı zamanda çok çeviktir. Kısa kuyrukludur; yatay duruşlu kalın, kısa, parlak tüyleri vardır. Her renk olabilir. Ancak erkeklerin %80’i beyazdır. Amerikan Köpek Kulübü tarafından American Staffordshira, İngiliz Köpek Kulübü tarafından ise Amerikan Pitbull Terrier olarak 2 grup olarak sınıflandırılmışlardır.
Kişiliği: Çok eski savaş köpeklerinin de genetik özelliklerini aldığından çok cesur ve çok canlı bir köpektir. Düşmanıyla öldüresiye savaşır. Ancak, asgari bir eğitimle yabancıların niyetini anlayabilmesini sağlayacak kadar yetenekli, sakin, iyi huylu ve itaatkar bir köpek haline gelebilir.
Özelliği: Mülk bekçisi olarak çok iyi sonuç vermiştir. İnsana eşlik eden köpek olarak da değerlidir. Sonuçta herşey pitbullunuzu nasıl eğittiğinize bağlıdır.
BEAGLE
Kökeni: Elizabeth çağında Harrier ile eski İngiliz Tazısı’nın çiftleştirilmesiyle geliştirildi.
Tanımı: Harrier’e benzer. Fakat daha kısa bacaklıdır. Dayanıklı ve çok hareketlidir. Yüksekliği 33-40 cm, ağırlığı 8,2-13,6 kg’dır. Ayakları yuvarlak ve güçlüdür. Tüyleriyle ayırt edilebilen iki ayrı tipi vardır: Biri yumuşak, diğeri sert tüylüdür. Siyah desenli mavi, beyaz, siyah, portakal veya üç renklidir.
Kişiliği: Duygulu, neşeli, temiz, sakin, hoş görünüşlü, güzel sesli bir cinstir.
Özelliği: Av köpeği amaçlı olarak uzmanlaşmıştır. İnsana eşlik eden köpek olarak da olumlu bir şöhrete sahiptir. Minyatür bir türü de vardır. Elizabeth Baegle’ı denilen bu türün yüksekliği 30 cm kadar ağırlığı ise 10 kg’dır. Geçmişte avcılar bu minyatür köpeği atların terkisinde ava götürürlerdi.
BORDER COLLİE
Kökeni: İskoçya’nın sınır köylerinde geliştirilen Border Collie, zekası ve kendine verilen görevleri yapma konusunda büyük gelişim göstermiştir.
Kişiliği: Oldukça sevecen ve heyacanlı olan Border Collie, çocuklarla olan yakınlığından dolayı tam bir aile köpeğidir.
Gereksinimi: Bol bol gezmek, egzersiz ve oyun ister.
BOXER
Kökeni: Bu cins 1850 yılında Münih’te Bullenbeisser Mastiffi ile Bulldog’un çiftleştirilmesiyle geliştirildi. Bu cinslerin ilki, ayı avında kullanıldı; ikincisi ise, boğalarla dövüşmek için. Atalarının vahşi içgüdülerinin bu geçmişten kaynaklandığı düşünülmektedir.
Tanımı: Başı vücuduyla orantılı, etsiz ve kırışıksız olmalıdır. Üst çenesi, alt çenesinden biraz daha çıkık ve yukarı doğru kıvrıktır. Kuyruk çok kısa ve dik duruşlu, ön bacaklar düz ve paraleldir. Yükseklik erkeklerde 57-63 cm, dişilerde 52,2-58,4 cm; ağırlık erkeklerde 34-35 kg, dişilerde ise 26-28 kg arasında değişmektedir.
Kişiliği: Boxer iyi huylu, sadık, çocukları sevecen ve kin duymayan bir köpektir. Tabii ki, aldığı eğitime bağlı olarak saldırgan bir yapı da gösterebilir.
Özelliği: Polis, bekçi ve sakatlar için rehber köpek olarak kullanıldığı gibi, rehabilitasyon merkezlerinde hastalara moral vermek amacı ile de kullanılır. Sahipleri ve çocuklar için çok iyi bir arkadaş olabilir.
BULL TERRİER
Kökeni: Bulldog’un eski İngiliz terrier’i ile çiftleştirilmesi ile elde edildi.
Tanımı: Yüksekliği 53-56 cm, ağırlığı 23,5 ile 28 kg arasında olmalıdır. Renkleri saf beyaz, baş kısmı siyah lekeli ya da kaplan desenli, sarımsı kahverengidir.
Kişiliği: Eskiden çok vahşi olan bu tür modern yetiştiricilerin katkıları ve eğitimleri sayesinde gayet iyi mizaçlı bir hal almıştır.
Özelliği: İlk önceleri sadece dövüş köpeği amaçlı kullanılan bu köpek, artık günümüzde bekçi ve güvenlik amaçlı kullanılmaktadır.
BULLMASTİFF
Kökeni: 1924’te Mastiff ile Bulldog’un çiftleştirilmeleri sonucu elde edilmiştir.
Tanımı: Güçlü ve hantal olmayan bir köpektir. Erkekler 63,5-68,5 cm ve 50-56 kg, dişiler 61-66 cm yüksekliğinde ve 45-54 kg ağırlığındadır. Tüyleri açık kahverengi, kızıl ve kaplan renklerinin bütün tonlarını taşır; kısa ve serttir.
Kişiliği: Neşeli, korkusuz, dengeli, itaatkâr ve duygulu bir ırktır. Ancak, bu köpekler gerçekten enerjik insanlar içindir.
Özelliği: Avcı, muhafız ve bekçi köpeği amaçlı kullanılabilir.
Gereksinimi: Şişmanlamaya yatkın bir tür olduğu için iyi bir beslenme rejimi uygulanmalı ve sık sık yürüyüşe çıkartılmalıdır.
CHİHUAHUA
Kökeni: Meksika
Tanımı: 500 gr ile 3 kg arasında ağırlığı olan ufak tefek bir köpektir. Uzun ve kısa tüylü olmak üzere iki cinsi vardır. Ufak ve yuvarlak bir kafatası, kısa, sivri bir burnu ve dik kulakları vardır. Değişik renk ve desenleri bulunur.
Kişiliği: Küçük yapısına rağmen her zaman tetikte, hareketli ve kendine güveni olan bir türdür. Sahibine bağlılığı ve koruyucu içgüdüsü sayesinde iyi bir ev arkadaşıdır.
Özelliği: Dünyadaki en minik secere köpeği olarak bilinir. Dİğer köpeklere karşı bölgesini korumak amacıyla soğuk davranabilir
CHOW CHOW
Kökeni: 19. yüzyılın ortasında İngiliz tüccarlar tarafından İngiltere’ye getirilmiştir.
Tanımı: Yüksekliği 48.4-50 cm, ağırlığı 24-27 kg’dır. Başı iri, kafatası düzdür. Kalın bir tüy tabakası vardır. Boyun tüylerinin bolluğu ona bir aslan görünümü verir. Renkleri sarımsı kahve, kızıl, krem, mavi, siyah, gümüş, gri ya da nadiren beyaz olur. Daima tek renklidir.
Kişiliği: Sakin ve vurdumduymaz bir mizacı vardır. Sahibine karşı çok sadık, nazik, temiz ve sabırlıdır. Tasma ve kayış takılmasından pek hoşlanmaz.
Özelliği: Sakin insanlara uyum sağlayan bu tür, özellikle sıcak aylarda sık sık yıkanmalı ve tüyleri fırçalanıp taranmalıdır. Tam bir aile köpeğidir
DALMAÇYALI
Kökeni: İlk İngiltere’de görüldüğü için İngiltere kökenli olduğu düşünülmektedir.
Tanımı: Erkekler 55-60 cm, dişiler 50-55 cm yüksekliktedir. Ağırlığı 25 kg kadardır. Tüyleri, kısa, sert, sık ve parlaktır. Temel rengi daima beyaz olup, üzerinde siyah ya da koyu kırmızı lekeler vardır.
Kişiliği: Sakin, sadık, bağımsız ama evden hoşlanan, son derece duyarlı bir cinstir. İnsana ihtiyaç duyar, aksi halde depresyona girebilir. Çocuklarla oynamayı sever. Mükemmel bir belleği vardır.
Özelliği: Av köpeği ve aile köpeği amaçlı kullanılabilir. Pislik ve çamurdan hoşlanmaz.
DOBERMAN PİNSCHER
Kökeni: Great Dane, Alman çoban köpeği. Rottweiler ve Pinscherin muhtemelen Beauceron ve İngiliz Tazısı ile çiftleştirilmesiyle 1860’da Almanya’da geliştirilmiştir.
Tanımı: Doberman kaslı ve son derece zarif bir köpektir. Erkekler 66-71 cm, dişiler 61-66 cm yüksekliğe sahiptir. Ağırlıkları 30-40 kg. kadar, tüyleri, kısa, kalın, sert ve vücuduna yapışıktır. Renkleri pas rengi lekeler taşıyan, siyah, koyu kahvedir.
Kişiliği: Dişiler, aileye karşı sakin, duyarlı ve duygulu, ancak yabancılara karşı kuşkucudurlar. Erkek son derece zeki, ancak aceleci ve genellikle saldırgandır.
Özelliği: Bekçi ve muhafız köpeği olarak kullanıllırlar, fakat dişiler apartman hayatına daha iyi uyum gösterirler.
GOLDEN RETRİEVER
Kökeni: İngiltere’deki altın tüylü köpeklerin Bloodhound ile çiftleştirilmesiyle geliştirilmiştir.
Tanımı: Yükseklikleri; erkeklerde 58-61 cm, dişilerde 55-57 cm.’dir. 0rtalama ağırlıkları erkeklerde 29-34 kg, dişllerde ise 27-32 kg’dır. Tüyleri parlak ve dalgalı olmalıdır. İkinci tüy tabakası su geçirmezdir. Renklerleri altın ve krem renginin bütün tonlarıdır.
Kişiliği: Hareketli, uysal, iyi huylu, duygulu, sevimli bir köpekitir.
Özelliği: Sağlam ve güçlü bir köpektir. Koku alma duygusu çok gelişmiştir. İyi huylu olduğu için insana eşlik eden köpek olarak da değerlidir ve aile hayatına uyum sağlar. Çocuklara hatta bebeklere karşı cok sabırlı ve naziktir.
GRAND DANUA
Kökeni: Almanya
Tanımı: Yetişkin bir Danua’nın omuzundan yere yüksekliği 72 cm’i geçebilir. Uzun, güçlü ve zarif bir vücudu vardır. Değişik renkleri vardır.
Kişiliği: Güvenilir, dost canlısı, uysal ve ailesine bağlı bir köpektir. Yabancılara karşı da kendine güvenli davranır ve kolay kolay sinirlenmez. Çocuklara bayılır fakat iri cüssesi yüzünden büyük çocuklara daha uygundur. Kolay eğitilebilir, fakat bu eğitimde tutarlılık ister.
Özelliği: Fazla bakım ve egzersiz gerektirmez. Diğer evcil hayvanlarla da iyi geçinir. Kendine güveni ve agresif olmayan, aile üyelerine karşı son derece bağlı ve nazik, yabancılara karşı biraz içine kapalı bir türdür.
İNGİLİZ SETTERİ
Kökeni: İlk setter 1500 yılında Fransa’da Ispanyol ve Fransız pointerinden elde edilmiştir. Üçyüzyıl sonra Büyük Britanya’ya getirildi ve burada son derece zeki bir köpek yetiştiricisi olan Edward Lawerack tarafından geliştirildi.
Tanımı: Setter ince görünüşü, biraz çıkık alınlı uzun bir başlı bir köpektir. Yükseklik, erkeklerde 56-62 cm, dişilerde 53-58 cm’dir. Ağırlık ise 27-32 kg. Gelişmiş ama sarkık olmayan dudakları vardır. Tüyleri düzdür. Ensesinde, bacaklarında ve baldırlarında uzun tüy saçakları vardır. Siyah-beyaz, beyaz-limon, beyaz-portakal, beyaz-kestane ya da üçrenkli (siyah, beyaz, kızıl) olması tercih edilir. Az veya çok benekli veya çeşitli iriliklerde lekeli olabilir.
Kişiliği: Sakin, duyarlı, canlı, insan dostu ve duyguludur. Refleksleri iyidir. Disiplinli ama coşkuludur. Sabırla ve ikna yoluyla eğitilmeye çok yatkındır.
Özelliği: Av köpeği olarak kullanılır. Koku alma duyusu çok gelişmiştir. Hızlı, yorulmaz, hareketli ve güçlüdür. Her türlü araziye, sularla kaplı olanlara bile, uyum sağlayabilir. Kötü hava koşullarına ve yaz sıcağına dayanıklıdır.
Gereksinimi: Çok iştahlı olduğu için şişmanlama eğilimi vardır.
KANGAL
Kökeni: Yapılan tüm araştırmalara rağmen Kangal ırkının kökenine ait yazılı bir bilgiye ulaşılamamıştır. Asurlular ve Babiller döneminde yaşadığı ve 17.yy da Orta Asya’dan Anadoluya geldiği görüşü yaygındır. Evliya Çelebinin, seyahatnamesinde Anadoluda yaşayan güçlü ve aslana benzeyen bir köpekten bahsetmesi bu görüşü desteklemektedir.
Tanımı: Erkeklerde boy 75-80 cm; kilo 50-60 kg, dişilerde boy 70-80 cm; kilo, 41-49 kg civarındadır. ortalama yaşam süreleri 12 yıldır. Burun yapısı küti çene yapısı sağlamdır. Siyah maskelidir. Tüyler orta uzunlukta, sert yapıdadır. Kirli beyaz, açık sarı, boz, kahverengi veya kırçıl renkte olabilir. Göz etrafı siyahtır. Kulaklar üçgen şeklinde, uçları yuvarlaktır. Ayaklar iri yapılı, kuvvetli, parmaklar bombeli ve genellikle siyahtır.
Kişiliği: Kangallar cesur, hızlı, zeki, ön sezileri kuvvetli hayvanlardır. Sahibine aşırı bağlıdır. Öğrenme yetileri çok güçlüdür. Görevlerine çok sadıktırlar. Kangal köpeğinin sürü koruma özelliği genetik yapısından gelir. Kurt boğan tek ırktır. Genellikle anne-babadan doğan kardeşlerin birbirleriyle çiftleşmedikleri tespit edilmiştir.
Özelliği: Çobak köpeğidir, büyük bahçeleri korumak içinde kullanılır.
LABRADOR RETRİEVER
Kökeni: Newfoundland’ın yerlisi olan bir köpektir.
Tanımı: Kısa, sağlam bir köpektir. Yüksekliği 55-47 cm., ağırlığı 24-36 kg.’dır. Tüyleri sık, sert ve dalgasızdır. Su geçirmeyen ikinci bir tüy tabakası vardır. Renkleri siyah, sarı, karaciğer kırmızısı olabilir.
Kişiliği: Canlı, duygulu, sevimli, duygusal bir köpektir. Ayrıca çok iyi bir yüzücüdür.
Özelliği: Koku alma duyusu mükemmeldir. Av köpeği olarak mekemmel bir başarı gösterir. Soylu, sağlıklı ve dayanıklı bir köpektir.
MİNYATÜR PİNSCHER
Kökeni: Kısa tüylü Avusturya terrieri de denilir.
Tanımı: gövdesi alçak, sağlam yapılıdır. Ortalama 35-50 cm yüksekliğinde, 12-18 kg ağırlığındadır. Armut biçiminde bir baş, kalın bir burun, önden daha geniş bir görünüşü vardır. Kısa, açık sarı, açık kahverengi, kızılımsı siyah renklerinde olabilir. Tüylerinde her zaman beyaz lekeler vardır.
Kişiliği: Hareketli, inatçıdırlar. Refleksleri hızlıdır. Görünüşü güzeldir.
Özelliği: Bekçi köpeği ve aile köpeği olarak kullanılır.
NAPOLİTEN MASTİFF
Kökeni: Bütün Avrupa Mastiffleri Tibet mastiffi’nden köken almıştır. Çok eski bir türdür.
Tanımı: Yükseklikleri erkeklerde 65-75 cm, dişilerde 60-70 cm’dir. Ağırlığı 70 kg kadar çıkabilir. Ciddi, güçlü görünen köpeklerdir. Tüyleri kısa, kalın, düz, parlak; renkleri kurşun rengine yakın siyah, gri, kaplan rengi ya da açık kahverengidir.
Kişiliği: Kaba ve hatta vahşi görünüşüne rağmen, barışçı ve dengeli bir köpektir. Çok cesur bir hayvandır ve fiziksel acılara büyük bir sabırla dayanır.
Özelliği: Ağırlıklı olarak dovüş köpeği olarak kullanılan mastif günümüzde polis birliklerinde ve mülk koruma amaçlı kullanılmaktadır. İyi bir bakım ve eğitimle gerçekten çok iyi bir koruma köpeği olabilir.
POİNTER
Kökeni: İngiltere
Tanımı: Erkekler 63-69 cm, dişiler ise 61-66 cm arası olurlar. Büyük köpekler kategorisine girer. İnce bir kuyruğu ve ince bacakları vardır.
Kişiliği: Tam bir aristokratik köpektir. Gururlu ve sadıktır. Kaslı ve zarif vücuduyla gücün ve dinamizmin simgesidir.
Özelliği: Soylulara avlarında eşlik etmesi için yetiştirilmiştir. Sportif bir köpektir ve bu özelliğini her an gösterir. İyi bir dosttur fakat diğer evcil hayvanlarla arası pek iyi değildir. Hep zinde ve tetiktedir. Ağırbaşlı bir yapısı olduğundan dolayı insanlara ve hayvanlara gereğinden fazla yakınlık göstermez.
POMERANİAN
Kökeni: Almanya
Tanımı: Ağırlıkları 1-3kg, yükseklikleri ise 20-30 cm’dir. Yaşam süreleri 12-16 yıldır. Yumuşak ve düz tüylüdür.
Kişiliği: Yüksek enerjili, çok hareketli bir ırktır. Meraklı ve heyecanlı bir yapıları vardır.
Özelliği: Bekçi köpeği olarak mükemmeldirler.
Gereksinimi: Bol tüylü olduklarından günlük tarama gerektirir.
POODLE
Kökeni: Dünyaya tanıtanlar Fransızlardır, fakat eski Roma İmparatorluğu duvar resimlerinden, 15. yüzyıl Avrupa tablolarına kadar birçok yerde resimleri görülmüştür.
Tanımı: Genelde 45-60 cm arası olurlar. Kıvırcık, kuzu gibi tüyleri vardır. “Arkadaş (Minyatür)” ve “Oyuncak Köpek” olarak adlandırılan iki türü olsa da tek farkları boylarıdır.
Kişiliği: Oyuncu, sadık ve insan canlısı bir köpektir. Oldukça zekidir ve her zaman tetiktedir. Öğrenmek için isteklidir.
Özelliği: Çocuklarla da iyi geçinen sadık ve içten bir köpektir. Minik olsa da zarif ve gururlu bir duruşu vardır. Hafif ve yaylanarak yürür, bu yüzden uzun yürüyüşlere uygun değildir.
SAMOYED
Kökeni: Sibirya kökenlidir. İsmi Sibiryada balıkçılık ve avcılık yapan bir kabileden gelir. Somoyed ırkı köpeklerin geliştirilip dünyaya yayılması, kaşif Robert Scott’un 1889’da bu ırkı İngiltere’ye getirmesinden sonra olmuştur.
Tanımı: Yükseklik, erkeklerde 53-60 cm, dişilerde 48-53 cm. Ağırlıkları 23-30 kg. Güçlü bir çenesi vardır. Tüyleri çok sık, düz, uzun ve kalındır. Kalın derili olduğundan soğuğa dayanıklıdır. Rengi, beyaz, grimsi beyaz, bej, sarı ve sarılı beyazlı olabilir.
Kişiliği: Arkadaş canlısı, iyi huylu, zeki bir ırktır. Güçlü, dayanıklı bir yapısı vardır. Yüksek enerji seviyesine sahiptir. Apartman yaşamından çok dışarıyı tercih eder. Çocuklarla arası iyidir.
Özelliği: Sibiryada kızak köpeği olarak kullanılır. Dayanıklılığı sayesinde uzun mesafeler boyunca kızak çekebilir. Aynı zamanda Mors avcılığında, bekçilikte ve sürü bekçiliğinde de kullanılmıştır.
Gereksinimi: Soğuk iklimleri tercih eder. Sıcak iklimlerde yazları sıkça fırçalanmalıdır.
SHAR-PEİ
Kökeni: Çin
Tanımı: 48-58 cm arasında bir yüksekliği, 18-38 kilo arasında bir ağırlığı ve güçlü, sıkı bir vücut yapısı vardır. Tüyleri kısadır ve yer yer buruşuktur.
Kişiliği: Asil, ağırbaşlı ve ailesine karşı son derece bağlıdır. Yabancılara karşı başına buyruk ve bir miktar soğuk davranır.
Özelliği: Şehir köpeğidir. Fazla bakım gerektirmez. Çocuklarla ve evdeki diğer evcil hayvanlarla arası iyidir. Bir av ve bekçi köpeği olarak yetiştirilmiştir.
geldik benim en sevdiğim köpeğe…
SİBERİAN HUSKY
Kökeni: Sibirya kökenli bir köpektir.
Tanımı: Orta büyüklükte, dayanıklı, canlı, hoş görünüşlü, hareketli bir köpektir. Erkekler 53-60 cm, dişiler 51-56 cm yükseklikte; ağırlıkları erkeklerde 20.5-27 kg, dişilerde ise 16-22.5 kg’dır. -50, -60 derecedeki soğuğa dayanabilirler. Kurt grisinden gümüş griye, beyaz desenli açık kum renginden siyaha kadar her renk olabilirler.
Kişiliği: İnsanlara uyumlu ve duyguludur. İyi bir arkadaş olmakla birlikte, son derece inatçıdır ve kolay canı sıkılır.
Özelliği: Hafif olduğu için hızlı koşabilir ve bu özelliği nedeniyle kızak yarışlarında kullanılır. Özellikle Kanada’da ve ABD’nin kuzeyinde popülerdir.
Irısh Setter (İrlanda Seteri)
Kökeni: Muhtemelen Ingiliz setterinden daha eski bir köpektir. Bununla birlikte her ikisinin ortak atası Ispanyol pointeridir.
Tanımı: Erkeklerin yüksekliği 54 cm. ile 62 cm. arasında değişir. Dişiler 52-60 cm. kadardır. Ağırlık: erkeklerde 18-22.5 kg.. dişilerde 15-22kg. Yüz uzunluğu baş uzunluğunun yarısı kadar olmalıdır. Burun kanalı düzdür; burnu koyu renk ya da siyaha yakındır. Çeneleri tam olarak bitişir. Gözler: kestane ya da koyu ela Kulaklar: üçgen. ince ve yumuşak. Göğsü dar ve göğüs kemiği çıkıktır. Yatay duran kuyruğu saçaklıdır. Tüyleri başı dışında uzun ve ipeksidir. Başındaki tüyler kısa ve yumuşaktır. Ayakları bile tüylerle kaplıdır. Renkler: siyaha yakın kızıl. en ufak bir siyah iz olmaksızın parlak.
Kişiliği: Eneıjik, duygulu, coşkulu, bağımsız. Yabancılara karşı hoşgörülü değildir.
Kullanımı: Son derece hızlıdır. Koku alma duyusu mükemmeldir. Her türlü araziye ve iklim koşullarına uyumludur. Her türlü avda kullanılır. Sularia kaplı arazilerde bile çalışabilir. Uzun ömürlü bir köpektir.
Weimaraner
Weimaraner kısa ve gri kürkü ile orta büyüklükte zarif ve atletik bir köpektir.Weimaraner Baş ve kulaklar vücudun geri kalanına göre biraz daha açıktır. Başı uzun ve soylu; çeneleri güçlüdür. Gözler amber rengi, mavi-gri ya da gri olabilir. Burun gridir. Kulaklar orta uzunlukta ve sarkıktır. Sırt çizgisi omuzlardan geriye doğru hafifçe düşer. Ön bacaklar yere dik ve birbirine paraleldir. Weimaraner yüzmesini kolaylaştıracak perdeli patilere sahiptir.
Karakteri :Mutlu, sevgi dolu ve enerjik. Zeki ve oldukça inatçı. Kolay öğrenir ancak tekrar gerektiren eğitimlerden hoşlanmaz. Yabancılara karşı mesafeli ve bazen diğer köpeklere karşı kavgacı olabilir. Erken yaşta sosyalleştirilmelidir. Kendi bölgesini savunur. Oldukça cesur ve sadıktır. Güçlü av güdüsüne sahiptir. Köpek dışında diğer küçük hayvanlarla pek güvenilmemelidir. Çoban ya da çiftlik köpeği olmadığı iyi anlaşılmalıdır. Weimaraner ailenin bir parçası olarak içerde yaşaması gerekir. İlgi ve sevgiye gereksinimi vardır. Bir yere kapatılırsa sıkılır ve huzursuzlaşır. Doğal koruma köpeğidir. Weimaraner genelde çocuklara karşı iyidir; yine de çok küçük çocukları kazara devirebileceği için tavsiye edilmez. Bu ırk havlamayı sever. Oldukça dayanıklı, iyi koku alan ve çalışkan bir köpektir. Her türlü av için kullanılabilir.
Yaşam Ortamı : Weimaraner yeterli egzersiz imkanı sağlanırsa apartman hayatına adapte olabilir. Ev içinde çok hareketli değildir; ancak büyük bir bahçesi olması en idealidir.
Egzersiz İhtiyacı : Bu güçlü iş köpekleri büyük enerjiye sahiptir. Bol koşu ve egzersiz şansı tanınmalıdır. Yemeklerden hemen önce ve sonra koşturulmamalıdır.
Bakımı: Kısa tüylerin bakımı kolaydır. Ara sıra fırçalanması yeterlidir. Avdan sonra parmak araları ve ağzı yaralara karşı kontrol edilmelidir.
Kökeni: Irk bir kaç yüzyıllıktır. Bir Weimaraner 1600’lerde yapılmış bir Van Dyck tablosunda görünmektedir. Orijini konusunda çeşitli teoriler vardır. Bazıları eski Alman pointer’larında görülen albinizm sonucu doğduğuna inanmaktadır. Diğerleri ise Alman Tazısı Braken’dan geldiğini düşünmektedir. Bir başka gurup ise Weimar Dükü Karl August’un bir pointer ile sarı renkli başka bir pointer’ı çiftleştirmesinden ortaya çıktığını iddia etmektedir. Weimaraner bir pointer ve çok amaçlı av köpeğidir. İlk başlarda büyük avların izini bulmak ve yakalamak için üretilmiştir. Büyük avlar azalınca daha küçük avlara adapte olmak zorunda kalmıştır. Ayrıca sudan vurulan avı geri getirme konusunda da iyi bir ünü vardır. Weimaraner İngiltere ve Almanya’da arama&kurtarma köpeği ve rehber köpek olarak kullanılmıştır.
Karakter Özellikleri
Yükseklik Erkekde 61 – 69 cm
Yükseklik Dişide 56 – 63 cm
Kilo Erkekde 25 – 32 Kg
Kilo Dişide 23 – 29 Kg
Tüy Özellikleri
Tüy Uzunluğu Kısa tüylü
Tüy Yapısı Tek tabakalı, Düz, Parlak
Fırçalanma İhtiyacı Haftada bir fırçalama yeterlidir
Traş ve Banyo Traş ve banyo ihtiyacı yoktur. Gerektiğinde yıkanabilir. Kuru şampuan uygulanabilir.
Tüy Dökümü Orta derecede tüy döker
Taşıdığı Renkler Mavi – Gri, Gri
Irk Özellikleri
Kişilik Dominant, Zeki, İnatçı, Enerjik, Cesur, Sadık
Kötü Huyları Havlamayı sever
Yetenekli Olduğu Görevler Bekçi, Kurtarma köpeği, Avcı, İz sürücü, Arama köpeği
Yaşadığı iklim Her İklimde yaşayabilir
En uygun yaşam alanı Bahçeli Ev
Yatkın Olduğu Hastalıklar Kalça displazisi, Mide Dönmesi, Kan hastalıkları
Yaşam Süresi 10 – 12 Yıl
Diğerleri
Irk grubu Sportif
Diğer İsimleri Weimaraner Vorstehhund
Bağlı Olduğu klüp AKC, CKC, UKC, ANKC, NAVHDA, AFDSB, FCI (Group 7), KC (GB)
Kökeni Almanya
 Avcı (Hound) Grubu Köpekler
Avcı cinsler köpek cinsleri arasında en eski ırklardan olup, insanların avlarını yakalamalarına yardımcı olan cinslerdir. Görüş yeteneğinin gelişkin olmasına dayalı olarak avlanan görüş avcıları (sighthounds) arasında hızlı koşması ile bilinen greyhoundlar, koku yeteneğinin gelişkin olmasına dayalı olarak avlanan koku avcıları (scenthounds) arasında da foxhound gibi cinsler yeralır. Bu grupta yeralan ırkların bir kısmının hem koku hem de görüş yetenekleri gelişmiş olabilirken, bazılarının bahsettiğimiz bu özelliklerle hiçbir ilgisi olmayabilir. Ancak tüm avcı ırkların ortak özelliğinin avlanma içgüdüsüne sahip olmaları, dolayısıyla çoğunlukla avcının kendilerine yolu göstermelerinden önce hedefe doğru kendi yollarını çizecekleri söylenebilir.
BU IRK KÖPEK CİNSLERİ ŞUNLARDIR:
Afghan Hound American Foxhound
Basenji Basset Hound
Beagle Black and Tan Coonhonud
Bloodhound Borzoi
Dachshund English Foxhound
Greyhound Harrier
Ibizan Hound Irish Wolfhound
Norwegian Elkhound Otterhound
Petit Basset Griffon Vendeen Pharaoh Hound
Rhodesian Ridgeback Saluki
Scottish Deerhound Whipped
Afgan Tazısı
Eylül ayından bu yana tüm dünya insanlarının ağzından Afgan ve Afganistan sözcükleri düşmüyor. Biz de burada bu sözcükleri kullanacağız ama çok farklı ve çok güzel bir açıdan.
Etimoloji : Gerek Türkçe’deki Tazı gerekse İngilizce’deki Hound sözcüklerinden anlaşılacağı üzere bunlar, esas itibarile av köpekleridir. Burada bir sözcüğü daha tanımlamak uygun olacaktır: Sighthound – Avı gözleri ile takip edip kovalayan ve yakalayan köpek cinsi anlamında kullanılmaktadır. Afgan Tazısı bu cins bir köpektir. Ansiklopediler ve sözlükler,Tazı’yı , ince uzun gövdeli, çok hızlı koşan köpek tipi olarak tanımlamaktadırlar.
Tarihçe : Afgan Tazısının tarihçesine geçmeden önce tazı ırklarına kısaca değinmek doğru olacaktır. Bu ırkları ileride, teker, teker ele alarak aylık gözdelerimiz olarak sunacağız. Pekçok tazı ırkı arasında belli başlı olanları şöyle sıralıyabiliriz:
* Greyhound (İngiliz Tazısı ) – Tavşan avında kullanıldığı gibi, mekanik tavşan ardında yarış köpeği olarak da kullanılır.
* Slugi (Arap Tazısı ) – Kısa düz tüylüdür.
* Bazoy (Rus Tazısı ) – Uzun ve yumuşak tüylüdür.
* Deerhound ( İskoç Tazısı ) – Sert tüylüdür.
* Saluki (İran Tazısı ) – Çok hızlı koşar.
* Levron ( İtalyan Tazısı) – İngiliz tazısını andırır.
* Whippet ( Ufak boy İngiliz Tazısı ) Greyhound cinsinden türemiştir.
* Afgan Tazısı
Esas konumuzu teşkil eden Afgan Tazısına gelince, bu türün kökeni eski Mısır Firavunları devirlerine kadar uzanmaktadır. İlk çağlarda Ortadoğuda yetiştirilen ve avı gözü ile takip edip arkasından koşarak onu yakalayan köpeklerden türetilmiştir. O devirlerde göcebe kavimler bölgede bol bulunan yabani tavşan ve ceylan gibi hayvanları yakalıyabilmek için bu köpeklerin yardımından yararlanıyorlardı. Tavşan, ceylan, antilop gibi hayvanlar, göçebe veya yerleşik toplulukların et ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşılıyorlardı. Köpekler umumiyetle av için yetiştirilmiş şahin veya doğanlarla birlikte kullanılıyorlardı. Kuşlar avı görünce ani dalışlar yaparak köpekleri yönlendiriyorlardı.
Özellikle çok sarp dağlarla dolu Afganistan topraklarındaki avlanmalarda kullanılmak üzere, zorluklara tahammül edebilecek, dayanıklı, çok süratli köpeklere ihtiyaç vardı. Afgan Tazısı, nesilden nesile intikal eden bu avcılık örfü içerisinde yetiştirilip geliştirildi. Bu köpeğin en önemli özelliklerinden biri ınanılmaz bir zıplama kabiliyetine sahip olması ve çevikliğidir.
Uzun tüylü postu, kendisini bölgenin aşırı soğuğuna karşı korumakta idi. Yüzyıllar boyunca bu köpekler ulaşılmaz Afgan dağlarında saklı kaldı. Ancak, 1900′ lü yılların başlarında ilk defa olarak İngilterede ve Avrupada görülmeye başladılar. Avrupalılar bunlara önceleri, Persian Greyhound veya Barukhzy adını verdiler. Başlangıçta Avrupa’ya getirilip çoğaltılan bu tazılar muhtelif görüntüler taşıyorlardı, fakat bir süre sonra, özellikle büyük albenisi olan Zardin adlı bir köpek türü model alınarak bu günkü mükemmel, çekici ve asil görüntüye kavuşturuldular.
Afgan tazısına karşı gösterilen ilgi, hayvanın göze çarpıcı gelişmesile birlikte arttı. Nihayet güzel köpek yarışmalarındaki başarılar dolayısile en popüler köpekler arasında yerini aldı, 1970 li yıllarda toplumun aşırı derecede heves gösterdiği bir köpek oldu. Ancak daha sonraları bu bu ilgi yavaş yavaş söndü.
Vücut Yapısı ve Fonksiyon
Uzun ve zarif bir kafa tapısı vardır. Gözleri badem şeklindedir. Sırt kısmındaki tüylerin kısa olmasına karşın başındaki ve hemen sırtının iki yanından itibaren uzanan tüyler çok uzun ve ipeksidir. Kulakları sarkık, uzun ve tüylüdür. Kalça kemikleri belirgindir. Kuyruğunun ucu halka şeklinde kıvrımlıdır. Ayakları büyüktür. Hemen her rengi mevcuttur. Vücudunun arka bölümünün yapısı ve özellikle dik kalça kemikleri sayesinde çok yükseğe zıplayabilir ve çok süratle ve adeta dört nala koşabilir. Sürek avlarında son derecede etkindir, kayalık dağ, tepe ve arazide ayaklarının büyüklüğü sayesinde rahatça tutunup gezinebilir, herhangibir yaralanmaya maruz kalmaksızın hareket edebilir. Uzun tüylü postu soğuk iklim ve yüksek arazide hayvanı korur.
Dış görüntüsü çok cazibeli ve mağrurdur: Çevreye karşı mesafeli durur, egzotik bir cazibesi vardır. Kafası ve kuyruğu dik ve mağrur bir eda ile yürür. Adım atışı ve salınımı kendine has bir zerafet taşır.
Karakter Özellikleri : Bütün muhteşem görüntüsüne rağmen Afgan Tazısı kalben bir avcıdır ve zor arazi şartlarında kolaylıkla ava çıkabilir. Bu yüzden şehirde, evde yetiştirildiği takdirde hergün yürümek koşmak ister. En kötü tarafı, çağırıldığında hemen gelmekten imtina etmesidir. Ev dışında iken kedileri ve diğer küçük hayvanları kovalar ancak evin içinde onlarla iyi geçinir. Çocuklara iyi davranır fakat fazla oyuncu değildir. Hislerini fazla belli etmez, bağımsız bir karekteri vardır, bu yüzden kediye benzediği söylenir. Yabancılara karşı uzak durur. Zaman zaman neşeli ve eğlendirici hareketler yaptığı görülür.
Bakım : Afgan tazısı hergün yürüyüşe çıkarılmak ve hareket etmek ister. Tercihan güvenli, gözönünde bir boş arazide koşup zıplamasına müsaade edilmelidir. Hernekadar dışarıda yaşamaya müsait bir yapısı varsa da, yumuşak bir yataktan çok hoşlanır. Evde beslenmeye müsaittir. Tüyleri devamlı bakım ister, muhakkak iki üç gündebir fırçalanmalıdır.
Sağlık : Önemli Hastalıklar – Yoktur.
Küçük Sağlik Sorunları – Katarakt. Nadiren- Necrotic Myelopathy – (Omuriliği kaplayan tecrid edici madde, myelin’in kaybından mütevellit felç vakaları) – CHD – (Kalça çıkıkları ) Önerilen Tıbbi Testler – Göz. Yaşam Süresi – 12 ila 14 yıl. Dikkat edilecek hususlar – Anesteziye karşı hassastır, aşırı hareket ve gözüpeklik dolayısıyla kuyruğunu yaralayabilir.
Afgan Tazısı Sizin İçin Doğru Bir Seçim midir ?
Unutmamak gerekir ki, Afgan Tazısı çok zarif ve şık görünüşüne rağmen, yerine göre leopar ve geyik avında da kullanılmak üzere eğitilmeye müsait,zor şartlar altında atlı avcılara refakat edebilen çok çevik ve süratli bir hayvandır. Karakteri hiçbir şekilde zayıf, güçsüz ve pasif değildir. Sahipleri Afgan Tazısının saygısını, ilgi ve sevgisini kazanmak için sabırlı olmak zorundadır. Bu hayvanlar bağımsız hareket etmeyi severler, ne zaman insanlara yaklaşacaklarına ve çağrılara cevap vereceklerine kendileri karar verirler. Yaltaklanmaz ve şımarıkça taleplerde bulunmazlar, özellikle yabancılara karşı mesafeli davranırlar. İyi bekçi köpeği olurlar. Tehlikeli ve şüpheli hallerde havlamak suretile ikazda bulunurlar.
Yemek seçerler ,tavuk, yoğurt, sarmısaklı yiyeceklerden hoşlanırlar. Sahiplerinin onları yemek hususunda fazla şımartmaması doğru olur. Kanlarında biraz hırsızlık vardır, tost makinasından tost çalabilecekleri söylenir. Uzun kulak uçlarının yemeklere girmemesi için file başlık kullanılması önerilir. Sahiplerinin hareketli ınsanlar olmasından, etrafı çitlerle çevrili güvenli sahalarda koşmaktan, tüylerinin itina ile taranıp bakılmasından hoşlanırlar. Bu köpek, tüylerini taramak hususunda tembellik edecek, kendisini sert bir şekilde eğitmeye kalkacak, kendisinden derhal sevgi veya yumuşak başlılıkla itaat bekleyecek kişiler için hiç uygun değildir. Afgan Tazılarının çoğu çocuklara fazla yüz vermez. Genelde aynı evde yaşayan kedilere ve diğer hayvanlara yumuşak davransalarda kediler ve diğer küçük hayvanlara karşı tehlikeli olabilirler.
alıntı petgen.com
Borzoi – Borzoy veya Rus Tazısı
Borzoy, Rusyada kurt avı için geliştirilmiş, gösterişli, güçlü, uzun bacakları ve vücudunun güçlü yapısı sayesinde çok hızlı koşabilen, avı keskin gözleri ile uzaklardan bile takip edebilen tazı ırkına mensup bir köpektir. Bazı kitaplarda, Borzoy’dan, Russian Wolfhound – Rus Kurt Tazısı adı altında bahsedilmektedir.
Etimoloji : Rusçada, Borzoi sözcüğü süratli, hızlı anlamına gelmektedir, bu itibarla da Farsçadan Türkçeye girmiş olan Tazı sözcüğünün tam karşılığını teşkil etmektedir. Farsçada Tazi; koşmak, hızlı yürümek, saldırmak; hızlı koşan, hızlı yürüyen, saldıran anlamındadır. Tazı Anadolu Türkçesinde, genellikle av köpeği anlamında kullanıılmıştır.
Tarihçe : Borzoy yüzlerce yıl boyunca, Rus aristokrasisi tarafından yetiştirilip beslenmiştir. Spor olarak, köpeklerle birlikte tavşan avına çıkmak, Rusyada XIII. yüzyılda bilinmekte idi. Onbeşinci ve onaltıncı yüzyıllarda, Borzoy’un tavşan avında kullanılan ilk nesilleri, İskoç Collie’lerine benzeyen uzun bacaklı Rus çoban köpekleri ile eşleştirilerek, bu türün gücü ve cesameti arttırılmış ve tüy kesafetinin çoğalması sağlanmıştır. Bu vasıflar, hayvanın, soğuk kuzey bölgelerinde kurt avına katılabilmesi için gerekli görülmüştür.
Rus köpeği olarak tanınmakla beraber, bazı yazarlar, bu köpeğin atalarının ortadoğudan, Mısır tazılarından gelme olduğu ihtimalinden bahsetmektedirler.
Borzoy türü için öngörülen standartlara, Borzoy ile ava çıkmanın kurallarını tesbit eden, 1600 lü yıllarda yazılmış bir kitapta rastlamaktayız. Belki de hiçbir köpek türü hakkında, avlanmakla ilgili olarak, bu derecede geniş çaplı bilgi ortaya konulmamıştır. Büyük malikhanelerde bu av köpeklerinin bakımı ve yetiştirilmesi için yüzlerce işçi çalıştırılmakta idi. Düzenlenen av partileri ise başlı başına büyük ve önemli olaylar olarak dikkatleri üzerlerinde topluyorlardı. Bir yazılı kaynak, bir seferinde, kırk vagonlu bir trenle, avcıların, köpeklerin, atların ve hizmetkarların av mahalline taşındığına ve başka bir trenle de Çarın ve asillerin gelerek partiye katıldıklarına değinmektedir. Bu tür büyük av partilerinde yüzden fazla Borzoy ava katılmakta idi.
Tipik bir av düzeninde, önce koku alma hassası yüksek köpekler ( scenthounds ) kurdun peşine takılmakta idiler, bunları atlı avcılar takip etmekte idi. Kurt uzakta görüldüğünde, genellikle biri erkek biri dişi olan bir Borzoy çifti veya iki erkek bir dişiden müteşekkil bir Borzoy üçlüsü serbest bırakılıyordu. Borzoylar kurdu kovalıyor ve yanına varınca da onu kıskıvrak yakalayıp yere yıkıyorlardı. Bunun üzerine avcılar yaklaşıp kurdu bağlıyorlar ve ekseriya da onu tekrar serbest bırakıyorlardı.
Rusyada 1800 lü yıllarda yedi müstakil Borzoy türünün mevcut olduğundan bahsedilmektedir. Bugün mevcut olan Borzoy’ların çoğu Çar Nicolai Nicolayevitch’in yetiştirdiği Perchino tipinden gelmektedir.
Borzoy’lar, Çar tarafından, 1842 yılında Kraliçe Viktorya’ya hediye edilmişler ve böylece ilk defa İngiltereye gelmişlerdir. Daha sonra, VII. Edward’ın eşi Kraliçe Alexandra’ya da Borzoy hediye edilmiştir. Kraliçe Alexandra’nın Borzoy’ları, Kralın Norfolk’taki Sandringham malikanesinde, yerel Collie’lerle eşleştirilerek sert tüylü ve çok zarif ağız burun yapısına sahip Collie’ler elde edilmiştir. Borzoy’lar Amerikaya ilk defa 1889 yılında getirilmişlerdir.
Rus aristokrasisi ile bu kadar içli dışlı olan, kendileri de asil görüntülü Borzoyların pek çoğu, 1917 Bolşevik ihtilalinde bu aristokratik yaşamın bedelini canlarile ödemişlerlerdir. Bu tarihten sonra Rusyada aristokrasi kalmadığından ve Borzoyların da büyük kısmı öldürülüp yok edildiğinden veya az bir bölümü darmadağın olduğundan,bu türün kaderi,evvelce kendilerine Borzoy hediye edilmiş Avrupa kıraliyet saraylarının ve sağda, solda birkaç köpek yetiştiricisinin eline kalmıştır.
Amerika, bir miktar Borzoy’u bu köpek yetiştiricilerinden ithal etmiştir. Bu köpekler, Amerika’da, bilhassa show’larda mekanik tavşan kovalama şeklindeki köpek yarışlarında sınırlı bir popülariteye sahip olmuşlardır. Bugün Amerikada, arasıra artistlerin yanı başında, resimlerde görünselerde, ev köpeği olarak yani pet olarak, fazla bir ilgi çektikleri söylenemez.
Karakter Özellikleri :Her nekadar bazen çekingen, bazen de inatçı tavırlar takınabilirlerse de genelde Borzoy, dostlarına karşı sakin ve sevecendir. Sessiz ve cazip görünüşlü olan bu hayvan ev içinde insanlarla birlikte iken çok iyi bir ev köpeği olarak hareket eder. Dışarıda ve vahşi tabiat içinde çok hareketlidir. Hemen hareket eden her türlü hayvanı kovalar. Tabiat itibarile bağımsız ruhlu fakat son derecede hassastır. Çocuklara karşı tavrı çok iyi çok naziktir ancak oyunculuk açısından bazı çocukları tatmin edemiyebilirler. Yabancı kişilere de pek fazla yakınlık göstermezler. Aşırı koşup kovalama içgüdüsü dolayısile sokakta kendisine çok dikkat edilmelidir. Bir anda gözüne takılan birşeyin peşine takılabilir, trafiği ve başka tehlikeleri farketmez.
Bakım : Borzoy’un hergün biraz egzersize ihtiyacı vardır, uzun bir yürüyüş bu ihtiyacı gidermeye yeterlidir. Ancak hayvanın içgüdüsü onun ara sıra tabana kuvvet koşmasını gerektirmektedir. Onun için de güvenli bir saha bulunmalıdır.
Bilhassa erkek Borzoy’larda sık olan tüylerin haftada iki, üç defa taranıp fırçalanması lazımdır. Belli zamanlarda çok tüy döker. Mutedil iklimlerde dışarıda yaşayabilir ancak iyi bir koruyucu kulübeye ve yumuşak bir yatağa ihtiyacı vardır. Borzoy için en ideali bahçeli bir evdir. Böylece zamanının bir kısmını ev içinde aile fertleri arasında geçirerek çok mutlu olur.
Sağlık :Birçok köpek türüne nazaran Borzoy’un sağlık sorunları yok denecek kadar azdır.
Önemli Hastalıklar
Gastric Torsion –Midenin, mide muhtevasını ve gazları hapsedecek tarzda bükülmesi.
Küçük Sağlık Sorunları: Yoktur.
Nadir Görülen Sağlık Sorunları : Kalp ve kemik rahatsızlıkları, Katarakt
Önerilen Testler: Kalp, kemik, göz.
Not : Anesteziye karşı hassastır.
Form ve Fonksiyon
Borzoy, çok iri ve vahşi hayvanları, soğuk iklim şartları altında takip edebilen ve yakalayabilen bir av köpeğidir. Çok büyük bir süratle koşabilen greyhound türünün genel yapısına sahiptir ancak greyhound’tan daha iri ve güçlüdür. Çeneleri bir kurdu kıskıvrak yakalayıp, yere yıkıp kımıldatmadan tutabilecek güçtedir. Baş yapısı, uzun ve incedir.Kafatasının üst kısmı azıcık kubbemsidir. Alın ile burun uzantısı arasındaki girinti belli belirsizdir. Burun yapısı adeta klasik Romalı burnu gibi hafif kemerlidir. Burun ucu siyahtır. Yüzü kemiklidir. Üst çene, alt çenenin üstüne geçecek şekilde kapanır. Gözler küçük ve badem şeklindedir. Kulakları başının üst tarafında yer alır, küçük ve kıvrıktır. Kulaklarındaki tüyler uzun ve dağınık bir görüntü arzeder. Sırtı gayet zarif bir kavis taşır. Göğüs kesimi oldukça yüksek, uzun ve dardır. Bacakları uzun, çok muntazam ve birbirine paraleldir. Bacak adaleleri çok gelişmiş ve güçlüdür. Kuyruğu uzun, yere doğru ve orak gibi kıvrıktır. Kuyruktaki kıllar bol ve uzundur. Ayakları yumurta biçiminde, dar; tabanları kuvvetli ve serttir. Parmakları birbirine çok yakın bir konumdadır. Borzoyun genel görüntüsü çok zarif, nazik ve yüzü çok yumuşak bakışlıdır. Çok değişik renklerde olup, tüyleri uzun, ipeksi, yumuşak, kıvırcık veya dalgalıdır.
Borzoy Sizin İçin İyi Bir Seçim midir ?
Borzoylar, tarihleri boyunca kurt avı gibi çok zor, meşakkatli ve sert avlarda kullanılmış olmalarına rağmen bugün artık pek avlara katılmamaktadırlar. Soğuğa çok dayanıklıdırlar. Yemeklerinin iki öğünde verilmesi önerilir. Yemekten önce ve sonra egzersiz yapmamaları ve aşırı su içmemeleri doğru olur. Aşırı oyuncu değildirler. Bahçesi olmayan evler ile apartman daireleri için pek uygun değildirler. Tüy bakımı en önemli sorundur. Yarış için ideal köpeklerdir.
Derleyen
Süreyya Somer
İngiliz ve Amerikan Foxhound’ları
Foxhound’lar, Avcı (Hound) grubu köpek ırklarına dahildirler.
English Foxhound – İngiliz Tilki Zağarı
Bu türün tam olarak kökeni bilinmemektedir, ancak 1700 lü yıllardan bu yana English Foxhound, diğer köpek türlerine nazaran, başlangıçtaki özelliklerini en uzun süre, değişikliğe uğramadan muhafaza etmiş bir tür olarak karşımızda durmaktadır. Foxhound’un daha yeni, yeni tanındığı dönemlerde, İngiltere’de yüksek tabakanın avda kullandıkları gözde köpekler Greyhound’lar idi. Yaklaşık 1750’de, bir takım insanlar, süratli atlar ve köpeklerle tilki avını denemeye karar verdiler. Bu iş için aranan köpeğin koşarken en zayıf kokuyu alabilmesi ve saatlerce takip görevini sürdürebilmesi gerekiyordu. Bu işe en uygun köpek cinsi olarak Foxhound’lar tespit edildi ve çoğalmalarına yardımcı olundu.Kısa zamanda atlarla, köpekleri takip ederek, tilki peşinde koşmak adeta bir tören halini aldı. O kadar ki, tilkinin fiilen yakalanması ve öldürülmesi, takip heyecanının yanında ikinci plana düşmüş bir olay haline geldi. Zamanla, işin estetik yönü ortaya çıkmaya başladı. Avcıların özel giyim kuşamlarının yanı sıra köpeklerinin de hem birey olarak, hem grup olarak görüntülerine önem verilmeye başlanıldı.Birlikte ava çıkılan köpeklerin gruplar içindeki renk uyumluluğuna dikkat edilmeye başlanıldı. Genelde, sarımsı kahverengi üzerine siyah bir sırt ve yer yer beyazlıklar bulunan bir gövde benimsendi. Tilki avı,1800’lü yılların sonuna doğru, o kadar popüler olmuştu ki, yalnız İngiltere’de, o tarihlerde, her biri 50 köpekten oluşmuş 140 grubun varlığı tescil edilmiş bulunuyor.
Foxhound’lar, Amerika’ya 1700’lü yıllarda getirildi. Birçoğu başka köpek cinsleri ile birleştirilmek suretiyle Amerikan Foxhound’u ortaya çıkarıldı. Son zamanlarda Amerikan Foxhound’u nüfus itibariyle İngiliz Foxhound’unu geçmiş durumdadır.
Foxhound’ların her iki cinsi de köpek şovlarında veya evlerde çok fazla popüler olmuş petler değildir.
İngiliz Foxhound’u, hala at sırtında av kovalamak meraklısı olan avcıların birinci tercihi olarak yerlerini korumaktadırlar.Avcılar bu klasik köpeklerin melodik bağrışmalarından zevk duymaktadırlar.
İngiliz Foxhound’unun Karakter Özellikleri
İngiliz Foxhound’u yanında ona arkadaşlık edecek bir başka köpek veya insan olması şart ile çok haşmetli bir ev köpeği olabilir. Atlarla, köpeklerle, çocuklarla çok iyi geçinir. Çok mükemmel bir koku alma hassası vardır ve çok etkin bir şekilde iz takip eder. Evde pet olarak beslenildiği takdirde, her gün, muhakkak açık havada egzersiz yapmaya ihtiyacı vardır. Pek belli etmese de sevecen, sevimli, tahammüllü ve naziktir. Birçoğu yabancılara karşı uzak dururlar. Şehir hayatı için pek uygun oldukları söylenemez. Biraz fazlaca havlarlar.
Bakım : Normal olarak bakımı kolay bir köpektir, ancak evvelce de belirttiğimiz gibi, her gün muhakkak açık havada egzersize çıkartılmalıdır. Kilometrelerce koşmak için yetiştirilmiştir. Jogging yapanlar veya kırda uzun yürüyüşlere çıkanlar için çok iyi bir refakatçidir. Mutedil iklimlerde, sıcak bir barınağı ve yatacak yeri olduğu takdirde ve kendisine arkadaşlık edecek bir foxhound daha bulunduğunda mutlulukla açık havada yaşayabilir. Ölü tüylerden kurtulması için, tüyleri ara sıra fırçalanmalıdır.
Sağlık Konusu : Önemli Hastalıklar Yoktur.
Küçük Sağlık Sorunları Yoktur.
Nadir Görülen Sorunlar
* CHD – Eklem yerlerindeki kemik dokusunun dejenerasyonu.Çok nadir.
* Renal Desease –Böbrek rahatsızlığı.
Önerilen Tıbbi Testler Yoktur.
Yaşam Süresi 10 – 13 yıl.
Form ve Fonksiyon :
İngiliz Foxhound’u, iri kemikli, güçlü bir yapıya sahiptir. Ayak bileklerindeki kemiğin cesameti özellikle çok önemlidir. Bileklerdeki bu iri kemik yapısı ve incik kemiği ile but kemiği arasındaki mafsalın meydana getirdiği açı (angulation), hayvanın rahatlıkla hızlı koşmasını sağlamaktadır. Gür sesi avcılarca çok makbul sayılmaktadır.
Belirgin bir alnı, genellikle yuvarlak uçlu düşük kulakları vardır. Kulaklarının uçları, umumiyetle yetiştiricileri tarafından, 3.5 santim kadar, ameliyatla kestirilmektedir. Sırt, enseden, kuyruk sokumuna kadar aynı seviyededir. Kuyruk diktir fakat gövde üstüne doğru kıvrılmaz. Ayakları yuvarlaktır. Ön bacakları kuvvetli ve düzgündür.
İngiliz Foxhound’u Sizin İçin Doğru Bir Seçim midir ?
İngiliz Foxhound’ları, yıllardan beri, yorulmadan koşma kabiliyetine sahip oldukları için tercih edilmektedirler. Eğer açık havada besleneceklerse muhakkak kendilerine ayrılmış olan belli bir sahanın dışına çıkamayacakları şekilde muhafaza edilmelidirler. Çok sevimli ve oyuncudurlar. Gruplar halinde yaşamak ve avlanmak isterler. Sert hareketlerle oyun oynamağa kalkıştıklarında küçük (toy) köpek türlerini fark etmeden yaralayabilirler. Atlarla çok iyi geçinirler. Çok küçük çocuklar için fazla hareketlidirler. Keza kuvvetli bir köpekle baş etme gücüne sahip olmayanlarla yaşlı kişiler için tavsiye edilmezler. Diğer hayvanlarla iyi geçinirler ve yanlarında arkadaş bulunmasından hoşlanırlar. Fazla kıl dökmezler, fırça, eldiven veya nemli bir bezle, ara sıra taranıp silinmeleri kifayetlidir.
Amerikan Foxhound’u – Amerikan Tilki Zağarı
Amerikan Foxhound’u türlerinin,1650’lerden beri yetiştirildiğini tespit etmekteyiz. Amerika’da, atla ve köpekle tilki avı İngiltere’den geçme bir adettir; 1700’lü yıllarda bu tür avcılık, yüksek tabaka arasında popüler olmuştur. George Washington bile bu avı, boş zamanlarını değerlendirmek açısından çok eğlenceli bulmuştur.
Amerikan Foxhound’u, İngiltere’den, İrlanda’dan ve Fransa’dan ithal edilen cins köpeklerle sağlanan karışımlar sonucu şekillendirilmiştir. Muhtelif Amerikan Foxhound türleri 1850’lerden itibaren tescil edilmişlerdir. Aşağı, yukarı yine aynı tarihlerde at ve köpeklerle avlanma sporu, ABD’nin güney eyaletlerinde de yayılmaya başlamıştır. Bilhassa Kentucky ve Tennessee dağlarında, avcılar, avı takip edip, tilkiyi,yalnız başına öldürecek ve ayrıca geyik avına katılıp geyiğin izini sürecek süratli köpeklere sahip olmayı istemişlerdir. Amerikan Foxhound’ları, İngiliz hemcinslerine nazaran daha ava yatkın bir vücut yapısına sahip oldular. Daha sonraları değişik bazı türlere bölündüler. Bunların en ünlüsü, Walker denilen türdür. Walker türü Tennnessee Lead adlı bir köpeğin soyundan gelmektedir. Köpek satıcılığı ile iştigal eden birisi bu köpeği bir geyik avcısından çalıp George Washington Mauphin adında bir şahsa satmıştır. Bu zat sonradan, bu türün babası sayılmıştır, yetiştirdiği köpekler o zamana kadar görülmüş en süratli hayvanlardır. Bu tarihten sonra bunlara Walker adının verilmesi, bu soy adını taşıyan iki kardeşin bu soydan gelen köpeklerle ilgili olarak çok ciddi kayıtlar tutmuş olmalarından kaynaklanmaktadır. Diğer Amerikan Foxhound türleri ise, Trigg, Goodman , July , Calhoun ve Hudspeth adlarını taşımaktadırlar. Bu köpekler sonraları, koşucu veya şov köpekleri olarak eğitilmişlerdir.
Avcılar, Amerikan köpek klüplerinin genel nitelikli kayıtları dışında, bu köpekler için özel kayıtlar tutmuşlardır: Uluslararası Tilki Avcıları Kütüğü gibi.
Amerikan Foxhound’unun Karakter Özellikleri
Genelde Foxhound bir ev peti olarak mütalaa edilmemekle beraber ev köpeği olarak da çok uygun bir hayvandır. İnsanlarla ve diğer köpeklerle çok iyi münasebetler kurarlar: Her ne kadar belli etmezlerse de sevecen, sevimli, tahammüllü ve naziktirler. Çoğu yabancılara karşı uzak durur. Bu köpekler her şeyden evvel avcıdırlar, avın izini yakalayıp süratli bir şekilde sürerler. Güvenli bir sahada egzersiz yapmak ihtiyacındadırlar. Bir defa bir kokuyu aldıklarında, neşe ile ve başkaca komuta ihtiyaç göstermeden takibe girişirler. Bu köpekler açık havayı severler, şehir köpeği değildirler, havlarlar.
Bakım :Amerikan Foxhound’u tercihen uzun yürüyüşler veya koşarak günlük egzersizini yapmak ister. Tasmasız olarak koşmaya bırakıldıkları hallerde çevrenin güvenli olmasına dikkat edilmelidir.Bu köpekler genelde ev dışında yaşarlar. Sıcak bir barınak ve yatacak yer sağlanmalıdır. Topluma ve arkadaşa ihtiyaçları vardır.Yalnız başlarına bırakılmamalıdırlar. Tüylerinin bakımı çok kolaydır. Ölü tüylerden kurtulmaları için ara sıra fırçalanmaları kafidir.
Sağlık Konusu : Önemli Hastalıklar Yoktur.
Küçük Sağlık Sorunları
Thrombocytopathy – Pıhtılaşmaya yardımcı olan kan elemanı, trombosit noksanlığı, aşırı kanamalara sebep olabilir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında özel test yapılmalıdır.
Nadir Görülen Sorunlar
CHD – Eklem yerlerindeki kemik dokusu dejenerasyonu.
Renal Desease – Böbrek rahatsızlığı.
Önerilen Testler Yoktur.
Yaşam Süresi: 10-13 yıl
Form ve Fonksiyon
Amerikan Foxhound’unun kemikleri, İngiliz Foxhound’unkine nazaran daha incedir ve bacakları daha uzundur. Gövdenin arka kısmında,kalça ile bacak arasında daha geniş bir açı (angulation) ve bel kısmının üzerinde bir kavis mevcuttur. Bu yapı, hayvana özellikle sert arazide koşarken daha büyük bir sürat ve çeviklik sağlamaktadır. Av peşinde iken çıkardığı sesler melodiktir. Tüyleri sert ve orta uzunluktadır. Bakışları nazik ve tatlıdır.
Alınla burun arası hafif girintili, baş nispeten uzun,kafatasının arka kısmı geniş, kulakları düşük ve enli, bel kısmı hafifçe kavislidir. Kuyruğu diktir,ancak sırt kısmının üstüne kıvrık değildir. Göğsü nispeten dardır. Rengi,genelde sarımsı kahverengi, sırtı siyah ve vücudunun diğer kısımları beyaz parçalıdır.
Amerikan Foxhound’u Sizin İçin Doğru Bir Seçim midir ?
Amerikan Foxhound’u çok sevimli bir köpektir. Kendisine arkadaşlık edecek bir köpek olmasından hoşlanır, insanlarla ve çocuklarla çok iyi geçinir. Amerikan Foxhound’u olan bir evde, henüz emekleme çağındaki bebekler onun kuyruğunu tutarak yürümeyi öğrenirler.
Bu cins köpekler çok dikkatlidirler, sevdikleri şeyler üzerinde dikkatlerini özellikle toplarlar. Bu durumda, onların yapmasını istediğiniz şeyleri onlara benimsetmeniz, bu köpekleri faydalı hale getirmenin en iyi ve kolay yoludur.Koşu, iz takibi ve kurtarma operasyonları onların koku alma ve koşma güçlerinin değerlendirilebileceği önemli alanlardır.
Çalışan (Working) Grubu Köpekler
Bu grup cesaret ve güçlerini insan sahiplerinin hizmetine sunma konusunda üstün olan ırklardan oluşur. Bu ırklar kendi aralarında koruma, kurtarma, taşıma ve çekme cinsleri olarak ayrılırlar. Bu gruptaki cinsler genel olarak cesaret ve dayanıklılıkları ile bilinirler.
Akita Alaskan Malamute
Bernese Mountain Boxer
Bullmastiff Doberman Pinscher
Giant Schnauzer Great Dane
Great Pyrenees Greater Swiss Mountain
Komondor Kuvasz
Mastiff Newfoundland
Portuguese Water Rottweiler
Saint Bernard Samoyed
Siberian Husky Sivas Kangal
Standard Schnauzer
Great Dane – Danua (Danois)
İngilizce literatürde, Great Dane olarak tanımlanan bu çok iri ve güzel köpek, Türkçeye, Fransızca Danoıs sözcüğünden Danua olarak girmiştir. Her nekadar bu ad Danimarka köpeği anlamını taşıyorsa da, dünya üzerindeki köpek sicillerine Alman köpeği olarak geçmiştir.
Tarihçe : Güzel ve çekici vücut yapısı dolayısile kendisine Köpeklerin Apollosu ünvanı da yakıştırılmıştır. Belki de bu lakabın verilmesinin sebebi, Milattan Önce birinci yüzyıla ait Grek paralarının üzerinde bulunan ve danuaya benzeyen köpek kabartmasıdır. Yazarlar, danua’ları mastı türüne benzetmektedirler. (Mastılar hakkında geçen yazılarımızdan birinde geniş bilgi vermiştik.)
Danuaların resimlerini, eski medeniyetlere ait birçok sanat eserinin üzerinde görmekteyiz. Bir görüşe göre, danuaları, Akdeniz ülkelerine Finikeli tacirler getirmişlerdir. Bir diğer görüşe göre de, Roma orduları, onları, doğrudan doğruya Almanyaya getirip orada yetiştirmişlerdir. İngilizce literatürde ise, danua, İngiliz Mastifi ile İrlanda kurdunun karışımından hasıl olmuş bir görkemli hayvan olarak tanımlanmaktadır. Alman makamlarına gelince, danua, 1880 tarihinde, bir Alman köpeği olarak tanıtılmış ve adı da Deutche Dogge olarak tesçil edilmiştir.Danua hala, Almanyada bu adla tanınmaktadır. Bu iddiaya İngilizce ve Fransızca konuşan dünya itibar etmemiştir ve Great Dane ve Danoıs adlarının kullanılmasına devam edilmektedir. Danua Amerikaya, 1800 lü yılların sonunda, yine Great Dane adı altında intikal etmiştir.
Kısaca, Almanya dışında, hemen her ülkeye ait uzmanlar, danua adını benimsemekle beraber, bu köpeğin Danimarka ile ilişkisi bulunmadığı hususunda hemfikirdirler.
Bilinen şu husus önemlidir: Danua, Orta Çağ boyunca, Avrupanın tüm ülkelerinde, kraliyet saraylarında ve asillerin malikhanelerinde beslenmiştir.
Ondördüncü yüzyıla gelinceye kadar, danualar, özellikle Almanyada, çok sert ve vahşi bir hayvan olan yaban domuzu avında, sürat, dayanıklılık, güç ve cesaret açısından, kendilerini kanıtlamış bulunuyorlardı. O devirde, av meraklısı toprak sahipleri, malikhanelerinde ve çiftliklerinde, bu köpekleri, sadece avcılıktaki başarıları için değil, zarif görünüşleri dolayısile de yetiştiriyorlardı. Bir aralık, İngilterede, bu köpek, German Boarhound – Alman Domuz Avcısı- adı ile de anılmış ancak daha sonraları Great Dane sözcüğüne dönülmüştür.
Danualar, sadece yaban domuzu değil, geyik ve kurt gibi büyük ve güçlü hayvanların avında da kullanılmışlardır. Böylesine dev gibi bir köpeği beslemenin zorluklarını unutursak, bu gün bile talipleri bulunduğunu ve popülaritelerini kaybetmemiş olduklarını görürüz.
Karakter Özellikler : Danua, nazik, sevecen, hassas, yumuşak başlı, çok sadık bir hayvandır. Çocuklarla çok iyi geçinir, ancak başlangıçta çok küçük çocukları cüssesi ve gücü ile ürkütebilir. Danua başka köpeklere ve diğer ev hayvanlarına karşı da naziktir. Eğitime çok yatkındır, bekçi köpeği olarak ta yetiştirilebilir.
Bakım : Danuanın her gün hafif egzersiz yapmaya ihtiyacı vardır, sahibi ile birlikte yapacağı bir yürüyüş, biraz serbestçe atlayıp zıplaması kifayetlidir. Bütün cüssesine rağmen, bünyesi tamamen ev dışında yaşamaya uygun değildir. Yaşantısını, ev içi ve dışı olarak ikiye ayırmak ve kendisine bu olanağı tanımak gerekir. Ev içinde, danuaya yumuşak bir yatak ve uzanıp yayılabileceği geniş bir yer temin etmek zaruridir. Bazılarının salyası akar, tüyleri çok fazla bir bakım gerektirmez.
Sağlık : Önemli Hastalıklar
Gastric Tortion – Midenin,mide muhteviyatını ve gazları hapsedecek tarzda bükülmesi.
CHD-Canine Hip Dysplasia –Femür başının pelvik yuvaya rahatça oturmaması.
Cardiomyopathy- Kalp kaslarının bozukluğundan kaynaklanan kalp büyümesi.
Küçük Sağlık Sorunları
CVI – Cervical vertebral instability – ( Wobbler’s Syndrome ) – Boyun omurlarındaki arıza yüzünden arka bacakların yürürken uyum sağlıyamaması veya arka bacaklarda felç oluşması.
Katarakt
Elbow Dysplasia – Diz veya dirsek çıkığı.
Osteosarcoma – Habis kemik kanseri.
OCD- Osteochondritis Dissecans- Eklem yerlerindeki kemik dokusu dejenerasyonu.
HOD- HypertrophicOsteodystrophy-İri yapılı hayvanların süratli büyüme dönemlerinde kemik dokusu tabakalarında meydana gelen iltihaplanma.Topallıkla sonuçlanabilir.
Nadir Görülen Sorunlar
Glaucoma – Glokom – Göz küresi içindeki sıvı basıncının artması
WD – Willebrand Desease – Kanda pıhtılaşmaya yardımcı olan maddelerin kifayetsizliği dolayısile aşırı kanamalar olması.
Önerilen Tıbbi Testler : Kalp, diz, kalça, göz ve kan.
Yaşam Süresi : 6 – 8 yıl.
Form ve Fonksiyon
Bu şahane yaratık, büyük cüssesi ile gücü ve zarafeti biraraya getirmiştir.Yapısı ve görünüşü sağlam,dengeli ve mütenasiptir.Yürüyüşü, uzun, rahat ve muntazam adımlarla güçlü bir görünüm verir. Bu vasıflar, korkunç ve süratli avlar karşısında hayvanın önce kolaylıkla ava yaklaşmasını ve sonra da onu alt etmesini sağlar.
Tüyleri kısa, sık ve parlaktır. Muhteşem duruşu ile gerçekten köpeklerin Apollosudur.
Ağız-burun yapısı uzun ve muntazamdır. Gözleri orta büyüklükte ve badem şeklindedir. Başı uzun ve dikdörtgen görüntüsü verir. Alın ile burnun birleştiği noktadaki kavis belirgindir. Kulakları orta büyüklükte, şayet kesilmişse daima dik durumdadır. Sırtı boyun hizasına göre düşük seviyededir. Kuyruğu uzundur fakat sırt seviyesinin altında taşır. Başı diktir. Ayakları yuvarlak pençelidir. Renkleri, düz renk zemin üzerine beneklidir veya siyah, kahverengi karışımı alacalıdır. Yüksekliği, erkeklerde, asgari 76 cm; dişilerde 71 cm. dir.
Danua Sizin İçin İyi Bir Seçim midir ?
Çok iri köpeklerden hoşlanıyorsanız ve onlara ev içinde ayırabileceğiniz geniş yeriniz varsa, çok sadık, çok uysal ve sevecen bir arkadaş olurlar. Çocuklarla çok iyi geçinirler. Ancak bu köpeklerin yaşam süreleri 6 – 8 yıl ile oldukça kısıtlı sayılır. Ayrıca, danuayı alırken sağlık durumunu çok iyi araştırmanız ve bakımı sırasındada sağlık konularını göz önünde tutmanız gerekir. Kısaca cüsselerine rağmen nazik, narin, hassas ve itina isteyen hayvanlardır.
Japon Spitz’leri
Spitz sözcüğünün Almancada uzun burunlu anlamına geldiğini ve bazı uzmanların bu terimi bir kısım uzun burunlu köpekleri kapsıyacak şekilde bir grup adı olarak kullandıklarını söyleyelim. Bazı araştırmacılara göre, Bronz Çağı’na girilirken dünya üzerinde birbirinden farklı beş tür köpek mevcuttu. Bunlardan ikisi, arktik bölgelerin hemen altındaki coğrafi kuşakta yaşayan iri kurtların soyundan gelmekte idi.Bu türlerden biri, Spitz’lerin, diğeri ise Mastif’lerin atası olarak kabul edilmektedir.
Bugün, Japon kökenli Spitz türü olarak karşımıza iki köpek çıkmaktadır, bunlar Japonca adları ile: Akita ve Shiba Inu dur. Bunları sırası ile görelim:
I – Akita
Akita, anavatanı Japonya olan köpeklerin, belki de en ünlüsü ve kendisine en fazla itibar edilenidir.Yapısı itibarile bir Spitz olarak tanımlanmaktadır.
Tarihçe : Modern Akita’nın, eski Japon mezar taşları üzerindeki köpek figürlerine benzemesine rağmen, onsekizinci yüzyılda ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Bu tarihlerde, köpek meraklısı bir asil, Honshu adasının Akita adlı idari bölgesine sürgüne gönderilmişti. Bölge, kışları çok soğuk geçen, bozkırlık bir araziye sahipti. Sürgündeki bu meraklı zat, oradaki arazi sahiplerini, güçlü av köpekleri yetiştirmeleri için yarışmaya davet etti. Yetiştirilen köpekler, bir süre sonra, geyik, yaban domuzu ve ayı avında başarı göstermeye başladılar. Avı avcıya doğru sürüyorlar ve kaçmasını engelliyorlardı.
Akita’nın bu ilk atalarına, Japoncada av köpeği anlamına gelen Matagi – inu denilmekte idi. Bunu takip eden üçyüz yıl içinde, türün adetleri çoğaldı ve kalitesi gelişti, hatta, 1800’lü yılların sonlarına doğru, bir süre döğüş köpeği ( pit-dog ) olarakta kullanıldılar. Bu arada, bazıları, döğüş kabiliyetlerini arttırmak için, başka cins güçlü köpeklerle de eşleştirildiler.
Orijinal Akita’yı muhafaza maksadı ile,1927 yılında, Japonyada Akita-inu Hozankai Derneği kuruldu ve 1931 yılında Akita, Japonyanın tabii hazinelerinden biri olarak kabul edildi.
Akita’ların tarihinde en fazla itibar gören Akita’nın adı Hachicko idi. Sahibini, her akşam, iş dönüşü, tren istasyonunda karşılar, eve kadar ona refakat ederdi. Sahibi bir gün iş yerinde öldü. Hachiko, 8 Mart 1935’te ölünceye kadar geçen dokuz yıl zarfında, sahibini, her akşam, istasyonda beklemeye devam etti. Bugün, bu Akito’nun sadakatine hürmeten bir heykel dikilmiş olup, her yıl bir anma merasimi düzenlenmektedir.
A.B.D.’ ye ilk Akito, 1937 yılında Japonya seyyahatinden dönen Helen Keller tarafından getirilmiştir. İkinci Cihan Harbi’nin sonunda, Japonyadan Amerikaya dönen askerler beraberlerinde pekçok Akita getirdiler. Türün A.B.D.’ deki popülaritesi zaman içinde arttı ve 1972’de American Kennel Club tarafından resmen tescil edildi. O günden sonra da hayranları çoğaldı ve tür meraklılar tarafından aranmaya başlandı. Akita’lar bugün Japonyada koruma ve polis görevlerinde kullanılmaktadırlar.
Karakter Özellikleri :  Akita, Spitz ırkının genel karekteristiklerini taşımaktadır; gözüpek, bağımsız, inatçı, tuttuğunu koparan bir cinstir. Ailelerine son derecede bağlı ve sadık olup, aile fertlerini her zaman korurlar. Yabancılara karşı çekimserdirler ve yabancı köpeklere karşı da mütecaviz tutum içine girebilirler. Çevrelerindekilere karşı bazen mütehakkim tavır takınabilirler. Akita, herkese uygun bir köpek olarak kabul edilemezse de kendisi ile devamlı yakın ilişki kuracak doğru kişilerin elinde fevkalade iyi bir dost olarak yetişebilir.
Bakım : Akita’nın, hergün bedenen ve zihnen meşgul edilmesi gerekir. Güvenli bir sahada kendi başına koşup oynamaya bırakılması veya tasma ile uzun yürüyüşlere çıkartılması gerekir. İhtiyacı olan hareket olanağı tanındığı ve iyi eğitim verildiğinde sakin ve iyi huylu bir ev köpeği olur. Mutedil ve serin iklimlerde dışarıda yaşayabilir ancak zamanının büyük kısmını aile içinde geçirmesi onu mutlu kılar. Tüyleri, ölü kılları atmak için haftada en az bir kere fırçalanmalıdır. Tüy dökme mevsiminde daha sık fırçalanması gerekir. Su içerken biraz etrafa saçarlar.
Sağlık : Önemli Hastalıklar
CHD- Canine Hip Displasia – Kalça çıkığı .
PRA – Progressive Retinal Atrophy –Gözün retina tabakasının aşamalı olarak zayıflaması.
Küçük Sağlık Sorunları
Elbow Dysplasia – Dirsek Çıkığı.
Pemphigus – Cilt üzerinde kabarcıklı sivilceler çıkmasına sebep olan bir hastalık.
Sebaceous Adentis – (Bir cilt hastalığı ) Yağ ifraz guddelerinin enflamasyonu sonucu,pul,pul deri dökülmesi,tüy dökülmesi ve enfeksiyon meydana gelmesi.Teşhis için deri biopsisi gerekir.
Gastric Tortion – Midenin mide muhtevasını ve gazları hapsedecek şekilde bükülmesi.
Nadir Görülen Sorunlar
Patellar Luxation – Diz çıkığı
VKH- Vogt-Koyanagi – Harada like Syndrome – VKH benzeri sendrom-(uveodermatolojik sendrom )-Bazı hallerde, cilt üzerinde kabarcıklı sivilcelere sebep olan hastalığın melamin ihtiva eden hücreleri tahrip etmesi ( gözde ve deri üzerinde )
Entropion – Göz kapağının içe dönmesi.
Epilepsy – Sara.
Cataract –Katarakt.
Polyneuropathy – Periferik sinirlerdeki problemler dolayısile, bacakların zayıflaması veya felç olması.
Renal Cortical Hypoplasia –Her iki böbreğin de normal çalışmaması:özel teşhis için idrar testi yapılmalıdır.
Önerilen Tıbbi Testler : Kalça, diz, göz
Yaşam Süresi : 10 – 12 yıl
Not : Soğanın, Akitaların alyuvarlarında değişiklik meydana getirdiği tesbit olunmuştur.
Form ve Fonksiyon
Akita, büyük ve güçlü bir köpektir. Yüksekliği erkeklerde 60 – 70 cm, dişilerde 57 – 65 cm. dir. Ağırlıkları, erkeklerde 43 – 65 kg , dişilerde 33 – 55 kg. dır. Etine dolgun ve iri kemiklidir. Yüksek olmaktan ziyade uzundur. Akita’nın yapısı, ilk başlangıçtaki görevi olan, karda ve sert arazide büyük hayvanları avlama işine uygundur.Tüyleri iki kademeli olup, iç tüyler çok kesif, düz ve serttir; dış tüylere gelince, 5 cm. ye kadar uzayabilmektedirler. Bu tüy karışımı, hayvanı sert hava şartlarından ve sudan korumaktadır. Akitanın yürüyüşü sert ve güçlüdür. Akita büyük Spitz türünün çevik ve becerikli bir üyesi olarak av arkadaşlığı ve koruyucu görevlerinde başarılıdır.
Fiziksel yapısı güzeldir. Başı ile burnunun birleştiği nokta belirgin bir çukurluktadır; gözleri üçgenimsi ve küçüktür; yukarıdan bakıldığında kafa yapısı aşikar bir şekilde üçgeni andırır; kulakları dik ve küçüktür; kafatasının üst kısmı düzdür; sırt seviyesi aynı düzlüktedir; kuyruk büyük, kıvrık ve sırt seviyesinin üzerinde taşınır veya sırtı boyunca uzanır. Ayakları kedi ayağı gibidir.
Rengi, beyaz, gri veya kahverengi zemin üzerine benekli veya çizgili olabilir.
Akita Sizin İçin Doğru Bir Seçim midir ?
Büyük av hayvanlarını takip ve avcılara yardım etmek maksadına yönelik olarak, Akitalar, bağımsız, inatçı ve mütehakkim olmak ve güçlerini kullanmak zorundadırlar. Sahipleri onların itimat ve saygısını kazandıktan sonra kendilerine öğretilen her şeyi daha çabuk ve iyi bir şekilde öğrenirler ve talimat dışına çıkmazlar. Ancak hiçbirşekilde kucaklanacak, sarılınacak bir tür değildirler. Yabancılara karşı daima mesafeli davranırlar.Yaltaklanma adetleri yoktur. Sahiplerine karşı ciddiyet ve vekar içinde ölünceye kadar sadık kalırlar.
Bütün iş köpekleri gibi, Akitalar, lüzumsuz asabi hareketlerde, yapışkanca isteklerde bulunmazlar ve gereksiz yere havlamazlar. Atik tetik görünüşleri ve ciddi davranışları sahiplerine güven verir. Çocuklarla olan münasebetleri aile içinde iyi olabilir ancak, çocuklar başka arkadaşları ile oynarken, oyun biraz sertlik içerirse aşırı korumacılığa kalkışabilirler zira korumacılık onların karkterlerinin tabii bir unsurudur. Dolayısile çocuklarla birlikte iken dikkatli olmak gerekir. İz sürme, araba çekme ve sırtta yük taşıma işlerinde beceriklidirler. Hiçbir şekilde bir şeye veya bir kimseye hücuma kışkırtılmamalıdırlar. Bu köpek, daha ziyade köpeklere alışık tecrübe sahibi kişiler için uygundur.
Yaşlılar ve zayıf, güçsüz kişiler için pek uygun sayılamazlar.
II – Shiba Inu
Shiba Inu, Spitz ırkına mensup, nisbeten küçük, anavatanı Japonya olan bir köpektir. Bugün bir dost ve arkadaş olarak beslenmektedir.
Tarihçe : Japonya menşeli köpekler altı cinste toplanırlar.Bunların en küçüğü ve muhtemelen en eskisi Shiba Inu’dur. Shiba sözcüğü, Japoncada küçük anlamına gelmektedir fakat ayni zamanda da bu köpeğin kızılımsı rengine benzeyen renkteki küçük kısa çalılıklar için de kullanılmaktadır. Dolayısile bu ad kendisine, belki de, bu çalılıklarda, küçük avları, araziye kolayca intibak ederek görünmeden, kovalıyabilme becerisini gösterdiği için verilmiştir.
Shiba Inu’nun menşei sarih olarak bilinmemekle beraber bir Spitz olduğu katidir. Shiba Inu’ların, Milattan Önce 300 yıllarında, merkezi Japonyada, av köpeği olarak kullanıldıkları, kuş ve küçük av kovalamakta başarılı oldukları bilinmektedir. Nadiren yaban domuzu avına da katıldıkları olmuştur.
Shiba Inu’nun üç türünden bahsedilmektedir. Bu türlerin her biri bir bölgenin adı ile anılmaktadır .
1.Nagano Bölgesinde – Shinshu Shiba
2.Gifu Bölgesinde – Mino Shiba
3.Kuzey Doğu Bölgesinde – Sanin Shiba
İkinci Cihan Harbinden sonra, Shiba Inu türü hemen, hemen kaybolmuş bulunuyordu. Hayvana musallat olan “Distemper” denilen bir nevi nezle, (Catarrhal ) yüzünden de 1952 yılında bu türün büyük bir kısmı itlaf edilmişti. Shiba Inu’yu kurtarmak için muhtelif tipleri ele alındı, dağlık bölgelerdeki iri kemiklilerle, başka bölgelerdeki ince kemikliler eşleştirilerek bugünkü Shiba Inu meydana getirildi. Shiba Inu, A.B.D.’ye 1954 yılında getirildi ve 1993’te AKC tarafından tescil edildi. Shiba Inu’lar daha sonra sağlıklı olduklarını ispatladılar, artık popülariteleri gittikçe artmaktadır.
Karakter Özellikleri : Shiba Inu’lar, cesur, bağımsız ve inatçı tabiatlıdırlar. Kendilerine olan güvenleri yüksektir. Hergün kendilerine egzersiz imkanı tanındığında, açık havada çok hareketli fakat ev içinde sakin olurlar. Aynı seksteki yabancı köpeklere karşı saldırgan davranabilirler. Küçük hayvanları kovalarlar. Bazıları dik kafalı ve mütehakkim olmaya çalışır. Atik, tetiktirler.Yabancılara ihtiyatla yaklaşırlar. İyi bekçi köpeği olurlar. Çok havlarlar.
Bakım : Shiba Inu, hergün bahçede koşup oynamak ister. Uzun yürüyüşlere çıkartılması veya güvenli bir sahada tek başına koşmasına müsaade edilmesi gerekir. Mutedil ve serin iklimlerde dışarıda yaşayabilir, bu takdirde sıcak, kuru bir kulübesi olması lazımdır. Ancak, zamanının büyük bir kısmını ev içinde geçirmesi onu mutlu eder. Tüyleri haftada bir iki defa fırçalanmalıdır. Tüy dökme mevsiminde fırçalanmanın daha sık yapılması gerekir.
Sağlık : Önemli Hastalıklar: Yoktur.
Küçük Sağlık Sorunları
Petellar Luxation – Diz kapağı çıkığı.
Nadir Görülen Sorunlar: Yoktur.
Önerilen Testler: Diz.
Yaşam Süresi : 12 – 15 yıl.
Form ve Fonksiyon
Shiba Inu, ufak, tefek bir hayvandır. Pek yüksek değildir, uzuncadır. Ağırlığı, 10 – 15 Kg., yüksekliği, erkeklerde 35 – 40 cm., dişilerde 33 – 38 cm. dir. Kulakları, küçük ve diktir; tüyleri sıktır; güçlü bir vücut yapısına sahiptir. Görünüşü, cesur, canlı ve iyi tabiatlıdır. Yürüyüşü yumuşak, süratli ve canlıdır. Yürürken çok rahattır. Tüyleri çift katlı olup dış tüyler sert ve uzun, iç tüyler ise yumuşaktır ve bu tüy yapısı hayvanı sert tabiat şartlarına karşı iyi bir şekilde korur. Ayrıca aynı tüy yapısı sayesinde, hayvan, sık bitki örtüsü içinde ve sert arazide rahatça av kovalıyabilir.
Baş yapısı tilkiyi andırır. Badem şeklinde gözleri vardır. Kulakları küçük, dik, üçgen şeklinde ve tüylüdür. Kuyruğu sırtının üstüne doğru kıvrık biçimde durur. Ayakları yuvarlaktır. Rengi, kızıl; kızıl tahini; siyah uçlu kızıl; siyah kahverengi karışımı olur. Ağız burun nahiyesi, çene altı ve boynu, göğüs ve mide bölgelerinde beyaz lekeler bulunur.
Shiba Inu Sizin İçin Doğru Bir Seçim midir ?
Shiba’lar cesur; canlı, cinli; atik, tetik ve iyi huyludurlar. Buna rağmen mütehakkim bir tavırları mevcuttur.Yavrular, biraz başlarına buyruk olur, onları disipline etmek gerekir. Pek kucak köpeği değildirler. Kendilerini daima temiz tutarlar. Tüy dökme mevsiminde sık fırçalanmaya ihtiyaçları vardır.Yavrular çok şirindir, ama onları her şey harekete geçirir tasmasız olduklarında sağa sola koşup onu bunu kovalarlar. Çocuklarla birlikte büyüdüklerinde onlarla çok iyi arkadaşlıklar kurarlar.
Sivas Kangal
Tarihi: Kangal veya Karabaş olarak da bilinen Anadolu Çoban Köpeği uzun çalışma tarihi olan eski bir bekçi köpeğidir. Köklerinin Anadolu’ya 4000 yıldan daha önce gelen Tibet Mastiff ve Romalı Mollosian savaş köpeklerinden geldiği tahmin edilmekte olup, Anadolu’da kararlı koruyuculukları ile besi hayvanlarının düşmanlarına karşı (başta kurtlar ve ayılar) hayvancılıkla uğraşanların çok değerli dostları haline gelmişlerdir. Göçmen çobanlara eşlik etmeleri nedeni ile geniş bir coğrafik alana yayılan Kangal’lar, bu sayede çok farklı büyüklük, tüy yapısı ve renklere sahip olmuşlardır. Ancak tüm bu farklılıklar arasında cinsin kalıcı ve en önemli karakteristikleri olmaya devam eden özellikleri sadakat, bağımsızlık ve dayanıklılıktır. Kangal’ın Amerika kıtasına gelişi ise 1950’leri bulmuş ve 1970’lere kadar sadece besicilikle uğraşanlar arasında tanınmış ve ancak 1980’lere doğru köpek cinsi uzmanları tarafından kabul edilir hale gelmiştir. Ancak bugün de (Anadolu dışında) Kangal’ın genel olarak kozmetik özelliklerinden daha çok faydasından dolayı tanındığını, dolayısıyla daha çok sadık ve etkin bir koruyucu arayışında olan köpek severler tarafından tanındığını söylemek mümkündür. American Kennel Club (AKC) ancak 1996 yılında Kangal’ı cins olarak kabul etmiştir.
Karakter Özellikleri : Kangal kendisini ailesine ve ailesini koruma görevine adamış ciddi bir köpektir. Aynı zamanda geride olmayı becerebilen, iyi huylu ve problem çıkarmayı sevmeyen Kangal, yabancılara karşı çok şüphecidir ve güçlü bir alan anlayışları vardır. Çocuklarla araları iyi olmakla birlikte, çocukların oyun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar oyuna istekli olmayabilirler. Ciddi bir bekçi köpeği olarak, şüphe uyandıran herşeye karşı havlama özellikleri vardır.
Bakım: Kangallar her gün uzun yürüyüşler veya ciddi koşularla eksersiz yapmaya ihtiyaç duyarlar. Normal ve serin havalarda dışarda yaşayabilirler. Tüy bakımı minimal olup, sadece haftada bir ölü tüylerden kurtulmaları için fırçalanmaları gerekir.
Sağlık: Birincil tehlike: CHD (Canine hip dysplasia) / Kalça yerleşiminin anormal olarak gelişmesine neden olan bir iskelet hastalığıdır.
İkincil tehlike: Entropion / Göz kapaklarının ters dönmesine ve gözleri rahatsız etmesine neden olan bir göz hastalığıdır.
Yaşam aralığı: 10-13 yıl
Anestesiye duyarlıdır.
Form ve Fonksiyon:  Kangallar zor işleri yapmaya uygun sağlam bir yapıya sahiptirler. Bu büyük, güçlü dayanıklı köpekler hem kolay heyecanlanırlar hem de sabırlıdırlar. Güçlü kemikleri ve büyük kafaları vardır. Kalın bir alt postun üzerinde uzunlukları 2.5 cm ile 10 cm arasında değişen, boyun ve arka kısımlarda göreli olarak daha uzun olan tüylere sahiptirler. Bakışları zekidir ve cesur ama sakin bir koruyucu oldukları yüzlerinden kolayca anlaşılır.
Ağırlık: Erkek 50-68 kg, Dişi 36-54 kg
Boy: Erkek 74+ cm Dişi 68+ cm
Anadolu Çoban Köpeği sizin için doğru seçim mi?
Yukarıda genel özelliklerini sunduğumuz Anadolu Çoban Köpekleri bir diğer ismiyle Kangallar, en çok havlamaları ve sert görünüşleri ile besi hayvanlarının korunmasında kullanılmaya uygundurlar. Tehlike hissetmedikleri sürece düşük enerji seviyesine sahiptirler. Gerektiğinde tehlike oluşturan insan ve hayvanları saf dışı bırakacak kadar güçlüdürler. Yanyana evlerin bulunduğu alanlarda, komşuların bahçelerini de kendi alanları içinde sayabilecekleri için bağlı bulunmaları tercih edilebilir. Aksi takdirde komşunuzun bahçesini komşunuzdan korumaya çalışabilecektir. Kangallar aktif oldukları için eşelenmekten hoşlanırlar ve alçak çitlerin üzerinden kolayca atlayabilirler. Çalışmayı severler. Güçlü bir yapıya sahip olmaları nedeni ile hastalıkların ön belirtilerinden veya küçük çizik ve yara berelerden şikayetçi olmayacaklardır, dolayısıyla periyodik kontroller sağlıkları için önemlidir.
Çocuklarla araları iyidir ancak anne ve babanın eğitim amaçlı tavırlarını ve sert oyunları tehlike olarak algılayabilirler. Evde beslenen diğer evcil hayvanları kendi gruplarında kabul ederler. Erkekler yabancı hayvanlara karşı toleranslı değildirler.
Yavru dönemlerinde sahipleri kontrolü eline almazsa, bu otoriteyi Kangal kendisi kullanmaya kalkabilir. Ergenlik dönemlerinde otoriteye karşı çıktıkları zamanlar da olmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı Kangallarla otorite (dominantlık) kurmaya yönelik oyunlar oynanması pek tavsiye edilmez. Onun yerine emir (iş) verip bolca ödüllendirmeye dayalı oyunlar Kangallarla güzel vakit geçirmek için tercih edilebilir.
Mastiff’ler – Mastı’lar
Bugün, İngilizce’de “Mastiff”, Türkçede “Mastı” adı ile tanınan köpeklerin kökeni, literatürde İngiltere olarak görülmektedir. Bu yazımızda iki cins Mastı ele alınmıştır.
A- Mastiff = Mastı Türü.
B- Bullmastiff = Boğa Mastısı Türü.
Etimoloji: Türkçe kaynakların bazılarında Mastif sözcüğü kullanılırken (mesela: Ana Britannica; Köpek-Maksut Eren) bazılarında ise, Mastı sözcüğü kullanılmaktadır (mesela: Büyük Larousse; T.D.K. sözlüğü; Türkçe Sözlük – Ali Püsküllüoğlu ). İngilizce Redhouse Sözlüğü de Mastiff’in karşılığını Mastı olarak vermektedir. Biz de yazımızda Mastı terimini kullanmayı uygun gördük.
Mastiff sözcüğünün kökenine gelince, burada da bazı karışık izahlarla karşılaşıldığı görülmektedir: Oxford Universal Sözlüğü, iki ihtimalden bahsediyor. Birisi, Latince Mansuetus’tan Eski Fransızcaya Mestif olarak geçmiş olması ki, Latince sözcük, Mansuetus’un karşılığını evcil olarak vermektedir, fakat Mestif sözcüğü Eski Fransızca’da, daha ziyade, (Mongrel) = kırma, melez anlamında kullanılmıştır. İkinci ihtimal ise, yine Eski Fransızca’daki mastin sözcüğünden hareketle terimin matin haline gelmiş olmasıdır. Petit Larousse ise matin’i bekçi köpeği olarak tarif ediyor. Sevan Nişanyan, sözlerin Soyağacı adlı etimolojik sözlüğünde Mastı sözcüğünün kökenini Latince ihtimaline bağlamış bulunuyor ve İtalyanca’sının mastino olduğunu gösteriyor. Bu yazılarımızda, zaman zaman sözcükler üzerinde durmamızın sebebi, ileride Türkçe’mizde de köpekler konusunda ciddi bazı kitaplar kaleme alındığında, bugün ansiklopedilerde karşılaşılan bazı çelişkilere benzer karışıklıkların olmamasına katkıda bulunmaktır.
Mastılarla Boğa Mastıları arasında pek çok fark olduğu için biz bunları ayrı bölümlerde incelemekteyiz :
Mastiff’ler – Mastı’lar
Bugün, İngilizce’de “Mastiff”, Türkçede “Mastı” adı ile tanınan köpeklerin kökeni, literatürde İngiltere olarak görülmektedir. Bu yazımızda iki cins Mastı ele alınmıştır.
A- Mastiff = Mastı Türü.
B- Bullmastiff = Boğa Mastısı Türü.
Etimoloji : Türkçe kaynakların bazılarında Mastif sözcüğü kullanılırken (mesela: Ana Britannica; Köpek-Maksut Eren) bazılarında ise, Mastı sözcüğü kullanılmaktadır (mesela: Büyük Larousse; T.D.K. sözlüğü; Türkçe Sözlük – Ali Püsküllüoğlu ). İngilizce Redhouse Sözlüğü de Mastiff’in karşılığını Mastı olarak vermektedir. Biz de yazımızda Mastı terimini kullanmayı uygun gördük.
Mastiff sözcüğünün kökenine gelince, burada da bazı karışık izahlarla karşılaşıldığı görülmektedir: Oxford Universal Sözlüğü, iki ihtimalden bahsediyor. Birisi, Latince Mansuetus’tan Eski Fransızcaya Mestif olarak geçmiş olması ki, Latince sözcük, Mansuetus’un karşılığını evcil olarak vermektedir, fakat Mestif sözcüğü Eski Fransızca’da, daha ziyade, (Mongrel) = kırma, melez anlamında kullanılmıştır. İkinci ihtimal ise, yine Eski Fransızca’daki mastin sözcüğünden hareketle terimin matin haline gelmiş olmasıdır. Petit Larousse ise matin’i bekçi köpeği olarak tarif ediyor. Sevan Nişanyan, sözlerin Soyağacı adlı etimolojik sözlüğünde Mastı sözcüğünün kökenini Latince ihtimaline bağlamış bulunuyor ve İtalyanca’sının mastino olduğunu gösteriyor. Bu yazılarımızda, zaman zaman sözcükler üzerinde durmamızın sebebi, ileride Türkçe’mizde de köpekler konusunda ciddi bazı kitaplar kaleme alındığında, bugün ansiklopedilerde karşılaşılan bazı çelişkilere benzer karışıklıkların olmamasına katkıda bulunmaktır.
A – Mastı’lar
Tarihçe :Mastıların tarihini inceleyen kaynaklar, Mastı Ailesi ile bugünkü Mastı Türünün biraz farklı şeyler olduğuna işaret etmektedirler. Bu kaynaklarda Mastı Ailesi, köpek dünyasının en eski ve en dikkate şayan grubu olarak tanıtılmaktadır. Sezar’ın harplerde kullandığı köpeklerin ve daha sonraları, köpek dövüşleri, ayı ve boğalarla köpeklerin dövüştürülmesi şeklinde yapılan sözde sporlarda kullanılan hayvanların bu gruba ait olduğunu belirtmektedirler. Bu tip vahşi gösteriler bir zamanlar çok yaygın olduğu İngiltere’de 1835 yılından beri yasaklanmış bulunmaktadır.
Birçok kaynakta, Mastı Ailesine ait görüntülere, M.Ö. 3000 yıllarına ait sanat eserlerinde rastlanmakta olduğundan bahsedilmektedir.Yine bazı kaynaklar, bu köpeklerin İngiltere’ye, Finikeli tacirler tarafından veya dünyayı fethe çıkan Angıllar ve Saksonlar tarafından getirilmiş olduğunu iddia etmektedirler. Bazı yazarlar ise, İngiliz adalarının yerlileri olan Keltlerin, bu köpekleri Jül Sezar’ın İngiltere’yi işgale geldiğinde, Roma ordularına karşı yapılan harplerde kullandıklarına değinmektedirler. Keza, bu köpeklerin XVII. yüzyıla kadar ordu köpeği olarak kullanıldığı söylenilmektedir.
Bugünkü modern Mastı’lara gelince, bunların iki kaynaktan İngiltere’ye ve oradan da dünyaya yayıldığı iddia edilmektedir:
a – Cheshire’deki Lyme Hall Çiftliği
b – Chatsworth’teki Devonshire Dükünün Malikhanesi
Lyme Hall Çiftliğinde yetiştirilenlerle ilgili olarak bir de efsane mevcuttur. Bu çiftliğin sahipleri, Sir Peers Legh’in varisi olan bir aileden gelmektedirler. Sir Peers, büyük İngiliz şairi Chaucer’in şiirlerinde anlattığı Agincourt çarpışmasında yaralanır. Bu çarpışma Yüzyıl Harpleri esnasında İngiltere ile Fransa arasında vuku bulmuş bir olaydır. Sir Peers’in Mastı cinsi köpeği de muharebede yanındadır ve sahibi yaralandığında başucundan ayrılmaz ve onu düşmana karşı korumaya çalışır. Sir Peers daha sonra ölür fakat köpeği İngiltere’ye getirilir ve bu günkü Mastıların atası olmak üzere malikanedeki yaşantısına devam eder.
Mastı’ların A.B.D. ye ilk defa Mayflower gemisi ile geldiğine dair bazı deliller olduğu söyleniyor ancak Mastı’nın resmen A.B.D.’de tescilinin 1800’lerin sonlarında yapılmış olması bir gerçektir.
Karakter Özellikleri : Mastı, tanrı vergisi olarak, iyi huylu, sakin, yumuşak başlı ve inanılmaz derecede naziktir. İyi karakterli bir ev köpeği olur ancak yayılıp yatmak için geniş yer ister. Çok sadık bir cinstir. Aşırı derecede belli etmese de aile fertlerine son derecede candan bir şekilde bağlanır, çocuklarla iyi geçinir.
Bakım :Yetişkin bir Mastı’nın her gün hafif egzersiz yapması gerekir. Güzel bir yürüyüş yapmak veya oyun oynamak suretiyle bu ihtiyacını giderir. Sıcak havadan hoşlanmaz. Mutedil veya serin iklimlerde açık havada yaşayabilir, ama sıcak iklimlerde buna dayanamaz. Her ne kadar bünyesi açık havada yaşamaya müsait ise de, ailesi ile birlikte evde yaşaması ve sadık koruyuculuk görevini yürütmesi onu çok mutlu eder. Biraz salyası akar. Tüylerinin bakımı çok kolaydır.
Sağlık : Önemli Hastalıklar
CHD – Canine Hip Dysplasia –Femür başının pelvik yuvaya rahatça oturmaması
Gastric Tortion – Midenin, mide muhtevasını ve gazları hapsedecek şekilde bükülmesi
Küçük Sağlık Sorunları
Ectropion – Göz kapağının dışa doğru dönmesi
PPM- Persistent Pupillary Membrane – İris dokusunun bir bölümünün gözbebeğini örtmesi
Vaginal Hyperplasia – Vagina dokusunun,özellikle estrogen etkisi ile aşırı büyümesi
Elbow Dysplasia – Dirsek çıkığı
PRA – Progressive Retinal Atrophy – Retina tabakasının,aşamalı olarak zayıflaması
Nadir Görülen Sorunlar
Cardiomyopathy – Kalp mafsalının tam çalışmamasından mütevellit kalp büyümesi
Önerilen Testler: Kalça, diz, dirsek, göz
Yaşam Süresi: 8 – 10 yıl.
Not: Obeziteye yatkındır.
Form ve Fonksiyon
Mastı, iri kemikli ve güçlü adalelere sahip bir köpektir, fazla yüksek olmamakla beraber boyu uzundur. Dayanıklıdır, gücünü yürürken dahi belli eder. İç tüyleri sıktır, dış tüyleri mutedil uzunluktadır. Bakışları atik tetik fakat şefkat doludur. Genel görünüşü azametli ve vakurdur. Ağırlığı ortalama, 85 – 90 Kg; yüksekliği erkeklerde75 cm, dişilerde, 71 cm’dir.
Ön ayakları çok güçlü, birbirinden ayrık, arka ayakları adalelidir. Gözler ufak birbirinden uzakçadır. Rengi açık kahverengi; kayısı rengi; gri veya kahverengi zemin üzerine çizgilidir. Ağız-burun çevresi ve kulaklarının rengi koyudur. Ağız-burun çevresi basık fakat geniştir. Kulakları nispeten küçük, V şeklinde ve uçları kıvrıktır. Sırtı aynı seviyede ve düzdür, kuyruk konumu yüksektedir. Ayakları iridir.
Mastı Sizin İçin İyi Bir Seçim midir ?
Son derecede iyi huylu, müşfik, dost, sadık bir ev hayvanıdır. Bekçilik ve koruma kabiliyeti yüksektir. Evdeki diğer hayvanlarla iyi geçinir. Kolayca eğitilebilir. Çok fazla oyuncu değildir.Yabancılara karşı temkinli davranır. Bakımı kolaydır.
– Bullmastiff – Boğa Mastısı
Boğa Mastı’ları, Mastı soyunun, Buldog’larla birleştirilmesinden elde edilmiş bir türdür.
Tarihçe: Boğa Mastı’larının tarihi XIX. yüzyılın sonlarına uzanmaktadır. Av sporunun çok yaygın olduğu bu dönemde, büyük avlaklarda, kaçak avlanmalar da bir hayli fazla idi ve bu avcıların bir çoğu da avlak bekçilerinin canlarına kıymaktan çekinmiyorlardı. Kaçak avcılarla mücadele etmek ve kendi hayatlarını koruyabilmek için, avlak korucuları güçlü ve cesur köpeklere ihtiyaç duydular. Mastı çok süratli bir köpek değildi, buldog ise kafi derecede iri değildi. Böylece bu iki cinsi birleştirdiler ve “Korucunun Gece Köpeği” adını verdikleri bu yeni türü ortaya çıkarttılar, bu köpekleri özel bir eğitime tabi tuttular. Boğa Mastılar, kaçak avcılar yaklaşırken sessizce oturup bekliyorlardı ve korucudan emir alır almaz harekete geçip kaçak avcıyı etkisiz hale getiriyor ancak onu herhangi bir şekilde hırpalayıp yaralanmasına sebep olmuyorlardı.
Boğa Mastı’larının tercih edilen renkleri, koyu zemin üzerine çizikli desenli olmaları idi, böylelikle gece karanlığında gizlilikle hareket etmeleri kolaylaşıyordu. Arazi sahiplerinin bir çoğu da bu köpekleri bekçi köpeği olarak kullanmaya başladılar. Sonraları, bunlar, bu köpeklerin daha fazla Mastı’ya benzemesi için renklerinin açık kahverengi olmasını, ağız- burun çevresinin koyu renkli olmasını istediler. Yetiştiriciler bir süre sonra, devamlı olarak, her seferinde Buldog-Mastı karışımı yaratmak yerine, Boğa Mastısını, başlı başına bir tür olarak yetiştirme yöntemini tercih ettiler ve ortaya % 60 Mastı’ya, % 40 ta Buldog’a benzeyen bir tür çıktı. Bu tür, 1924’te safkan olarak İngiltere’de ve 1933’te de Amerika’da kabul görüp müstakilen tescil edildi.
Karakter Özellikleri : Nazik, sessiz, sadık bir dost ve koruyucudur: Kolay kolay kızmaz, fakat sinirlendiğinde korkusuzca hareket eder: İnatçıdır, istemediği hiçbirşeyi yapmaz. Yabancı köpeklere karşı saldırganca hareket eder ancak kendi evindeki bütün ev hayvanları ile iyi geçinir. Çocuklara karşı iyi davranır, ancak pek oyuncu değildir. Boğa Mastısının güven ve sevgi dolu bir eve ihtiyacı vardır, ancak çok güçsüz ve halsiz kişilere göre değildir.
Bakım: Boğa Mastısı iri bir köpektir. Her gün hareket etmek ister. Fiziki durumunu böylelikle muhafaza eder, ancak bu isteği aşırı değildir, tasma ile gezdirilmekten, ara sıra atlayıp zıplamasına müsaade edilmesinden hoşlanır. Çok sıcak ve rutubetli havalardan haz etmez. Bu köpek genelde ev içinde muhafaza edilmelidir. Yumuşak bir yataktan ve rahatça uzanabileceği geniş bir sahaya sahip olmaktan hoşlanır. Biraz salyası akar, bazıları horlar. Tüylerinin bakımı kolaydır.
Sağlık: Sağlık sorunları genelde Mastı’nınkilere benzer:
Önemli Hastalıklar
Gastric Tortion – Mide Bükülmesi
CHD- Kalçada femür sorunu
Elbow Displasia – Dirsek çıkığı
Küçük Sağlık Sorunları :
Entropion – Göz kapağının içe dönmesi
Nadir Görülen Sorunlar
PRA- Progressive Retinal Atropy
Önerilen Testler: Kalça, diz, göz
Yaşam Süresi: 8 – 10 yıl
Form ve Fonksiyon
Hemen, hemen en mükemmel vücut yapısına sahip kılınmış olan bu tür, çok kuvvetli ve hareketlidir; gücü, dayanıklılığı ve atik-tetikliği bünyesinde birleştirmiştir. Aşağı yukarı % 60 Mastı ,% 40 Buldog yapısına sahiptir. Yürüyüşü, salınışı yumuşak ve güçlüdür. Arka bacaklarının vücudu ile yaptığı açı ideal durumdadır. Tüyleri kısa ve sıktır, yüz ifadesi sert ve atik-tetiktir. Bu vasıfları ile Boğa Mastı’sı, mütecavizleri kolayca alt edebilmektedir. Ağız-burun bölgesi geniş ve koyu renklidir. Gözleri orta büyüklüktedir. Başı büyük, alnı kırışıktır. Herhangi bir şekilde uyarılıp harekete geçtiğinde, alnındaki kırışıklıklar artar, V şeklindeki kulakları yanaklarına yapışık bir görüntü verir. Sırtı aynı seviyede ve düzdür. Kuyruk konumu yukarıdadır. Rengi Kızılımsı; açık kahverengi ve çizgili olabilir. Ağırlığı erkeklerde 55-65 Kg, dişilerde 50-60 Kg’dır. Yüksekliği erkeklerde 62.5-67.5 cm, dişilerde 60-65 cm’dir.
Boğa Mastı’sı Sizin İçin İyi Bir Seçim midir ?
Buraya kadar izah ettiğimiz özellikleri gösteriyor ki Boğa Mastı’sı çok güvenilir bir bekçi köpeğidir. Birçok ülkede polis kuvvetleri ve orduda görevlendirilmektedirler. Bu maksatlarla kolayca eğitilebilmektedirler. Evde çok sadık ve sevecen bir dost ve arkadaş olarak da yetiştirilmeye müsaittirler. Bekçilik ve koruyuculuk görevini çok mükemmel bir şekilde yaparlar. Diğer ev hayvanları ile iyi geçinirler. Yabancı köpeklere ve insanlara karşı temkinlidirler. Bakımları kolaydır.
Neopolitan Mastı’sı
Mastı’ların bu türü, halen çok popüler değildir. Mazisinin 2500 yıl geriye gittiği ifade edilmektedir. Cedlerinin Molos adlı tarihi köpeklere dayandığı söylenmektedir. Bugün örneği kalmamış olan Moloslar hakkında Rottweiler’lerin tarihçesini anlatırken, kısaca bilgi verilmişti. Neopolitan Mastı’sı da ağır, adaleli yapısı dolayısı ile karşı konulmaz bir bekçi köpeği olarak kullanılmaktadırlar. İyi eğitim aldıklarında da çok sadık ve şefkatli bir ev köpeği olabilmektedirler. Yükseklikleri erkeklerde 75 cm, dişilerde 70 cm’dir.
Doberman
Bizim Türkçede, kısaca Doberman dediğimiz köpeğin, Anglo – Amerikan köpek kulüplerince Doberman Pinscher adı altında tescil edilmiş olduğunu görüyoruz.
Etimoloji : Doberman, bu köpeğin yetiştiricisi olan bir Almanın adıdır. Pinscher sözüğüne ise İngilizce sözlüklerde rastlıyamadık, ancak literatürde German Pinscher adlı bir Alman köpek türünden bahsedildiğini görmekteyiz. Almanca – Türkçe sözlük (Karl Steurwald ) Pinscher’in Türkçe karşılığını Pinşer ve Grifon olarak veriyor. Pinşer sözcüğüne Ana Britannica’da rastlamazken, Büyük Larousse’ta şu izahatı buluyoruz:
İki tip Pinşer vardır. Cüce tip, bir süs köpeğidir. Orta boy Pinşer ise, dar ve uzun yüzlü, kesik dik kulaklı, parlak ve kısa tüylü, değişik fakat çoğu zaman kızıl, sarı lekeli, siyah donludur. Orta boy Pinşer’in bu tarifi, German Pinscher’in literatürdeki tarif ve resmine uymaktadır ve bu hayvan Doberman’a bariz bir şekilde benzemektedir:
German Pinscher
Griffon’a gelince, Büyük Larousse, bu sözcüğü, bir köpek cinsi olduğunu belirttikten sonra , Mitolojik bir kökene bağlamaktadır ve arslan gövdeli, kanatlı, yırtıcı kuş başlı düşsel bir hayvan olarak tarif etmektedir. Bu tarife göre Griffon, Yakın Doğu ve Akdeniz ülkelerinde yaygın bir motifti. İlk önce, İ.Ö. IV. binyılda, Uruk’ta ortaya çıktı, oradan Mısır’a, Suriye’ye ve Anadoluya geçti. Anadolu’dan da Frigyalılar yolu ile Yunanlılara geçtiği anlaşılıyor. Yunanlı Aiskhylos bu yaratıkların, havlamayan, uzun gagalı, kanatlı köpekler olduğunu ve Zeüs’ün kutsal yaratıkları ve Apollon’un bekçileri olarak görevlendirildiklerini anlatmaktadır.
Böylece, Griffon sözcüğünün, günümüzde köpek tariflerinde yer alması ve köpek türü olarak kullanılması anlam kazanmaktadır.
Aşağıda, Hitit dönemine ait bir Griffon çizimi görülmektedir :
Tarihçe : Yarı tarih niteliğindeki etimolojik izahattan sonra bugünkü dobermanın tarihçesine geçelim.Yazarlar, bu köpeğin, Louis Doberman adlı bir Alman tarafından, 1800 lü yılların sonlarına doğru ortaya çıkarıldığı hususunda hemfikirdirler. Ancak Bay Doberman’ın kimliği hakkında biraz çelişkili bilgilere rastlıyoruz. Köpek ırkları ile ilgili İngilizce kitaplarda Bay Doberman, kapı, kapı dolaşıp vergi toplayan bir vergi memuru olarak tanıtılıyor ve kendisine bu işte koruyuculuk vazifesi görecek bir köpeye ihtiyaç duyduğu için böylesine güçlü bir köpeği meydana getirmek çabasını sarfettiği anlatılıyor.Ansiklopediler ise Bay Dobermanın, 1800 lerin sonunda, Almanyanın Apolda kentinde, gece bekçiliği ve sahipsiz köpeklerin toplama merkezinde bakıcılık yapan bir kişi olduğunu yazmaktadır. Neci olursa olsun, bu köpeği yetiştirip adını veren Bay Dobermandır.
Dobermanın ırk karışımı, başlangıçta muhtemelen Alman kurdu ile yukarıda bahsettiğimiz German Pinscher idi.Daha sonraları, bu karışıma, siyah ve kahverenkli Manchester Terrier de ilave olmuştur. Kısa bir süre sonra da, bu günkü şekli ile Doberman ortaya çıkmıştır. İlk zamanlarda Dobermanlar iri kemikli ve yuvarlak kafalı idiler.Yetiştiriciler, yıllar boyu daha zarif görünüşlü bir hayvan elde etmek için uğraş verdiler. Dobermanın, bugünkü baş ve gövde şekline 1899 da ulaştığı belirtilmektedir.
Dobermanlar, A.B.D. ye 1908 de getirildiler. Bu günlü şekli ile doberman, hem Avrupada, hem Amerikada, polis köpeği, bekçi köpeği ve az sonra da asker köpeği olarak büyük ilgi çekti. Birinci Dünya Savaşında, Alman ordusunda, cephelerde, bekçilik ve devriye görevleri üstlendiler. Halen de bütün dünya üzerinde yaygın olarak polis köpeği görevini sürdürmektedir.
Dobermanın bugünkü şeklini alması için yapılan karışımlarda kullanılan Manchester Terrier de German Pinscher gibi gerçekten dobermana benzemektedir:
Manchester Terrier
İfade edildiğine göre, bu günkü karışım biraz sır olarak muhafaza edilmektedir. Muhtemelen bu gelişim sırasında, karışıma, Greyhound ve Rottweiler de dahil edilmiş bulunuyor.
Karakter Özellikleri : Doberman, çok zeki ve doğuştan koruyuculuk vasfını haiz bir köpektir. Her an tetikte, ailesini ve evini koruma görevini üstlenmiş bir durumdadır. Çok hisli ve sahibinin isteklerini yerine getirmeye amadedir. Bazıları, sahiplerine karşı da mütehakkim bir tavır takınmaya kalkışabilirlerse de genelde iyi eğitilebilir bir karaktere sahiptirler, sadakat ve itaat hususlarında çok iyi öğrenici olurlar. Genelde yabancılara karşı şüphecidirler, yabancı köpekler karşısında mütecaviz olabilirler.
Tarihleri boyunca polis köpeği olarak görevlendirilmiş olmaları, sokaktaki insanların onları yanlış değerlendirmesi sonucunu doğurmuştur. Pekçok kişi polis köpeği denince, kendilerini, lime lime parçalayacak bir mahluku aklına getirmektedir. Oysa iyi yetiştirilmiş ve bilinçli şekilde kontrol altında tutulan bir köpeğin, ancak refakatinde bulunduğu polise yardımcı olacağı ve ancak onun emirleri doğrultusunda hareket edeceği açıktır. Dolayısile dobermanlara bu açıdan haksızlık edilmemesi gerekir.
Bazı uzmanlar, koruyucu, asker ve polis görevi verilmesi dolayısile dobermanları, benzer işlevleri yüklenmiş cüsseli köpeklerle aynı kategoriye sokup Mastif grubu içinde nitelendirmişlerdir.(Mastifler hakkında evvelce bilgi verilmişti.)
Bakım :Doberman hareketli bir cinstir, hergün onu gerek zihni, gerekse fiziksel açıdan meşgul etmek gerekir, aksi halde asabi ve tahripkar olabilir. Bebeni hareket ihtiyacı, tasmalı olarak, uzun koşu veya yürüyüşe çıkartmak veya güvenli bir sahada,kendi başına çok güçlü hareketler yaparastres atmasına müsaade etmek sureti ile sağlanabilir. Doberman, mutedil iklimlerde dışarıda yaşayabilirse de insanlarla birlikte evi paylaştığında çok daha iyi bir arkadaş ve daha etkili bir koruyucu olur. Tüylerinin bakımı çok kolaydır.
Sağlık : Önemli Hastalıklar
CVI – Wobbler’s syndrome – Beyin omurlarındaki arıza yüzünden arka bacakların,yürürken uyum sağlıyamaması veya arka bacaklarda felç oluşması.Cardiomyopathy – Kalp kaslarının bozukluğundan kaynaklanan kalp büyümesi.
Daha Az Rastlanan Sağlık Sorunları
VWD – Willebrand Desease – Kanda pıhtılaşmaya yardımcı olan maddelerin kifayetsizliği dolayısile aşırı kanamalar olması.
Demodicosis – Demodex denilen bir kenenin bazı köpek türlerinde meydana getirdiği deri hastalığı.Özel araştırma ile teşhis konulur,tedavi için derinin kazınarak temizlenmesi gerekir.
Osteosarcoma –Habis kemik kanseri.
Narcolepsy – Köpeğin aniden derin bir uyku haline girmesi.
Gastric Tortion – Midenin, mide muhtevasını ve gazları hapsedecek şekilde bükülmesi.
CHD – Canine Hip Displasia – Femür başının pelvik yuvaya rahatça oturmaması.
Nadir Görülen Sorunlar
Albinizm – Pigment kifayetsizliği dolayısile,beyaz tüy,pembe deri ve pembe veya mavi göz oluşması.
Önerilen Tıbbi Testler
vWD teşhisi için DNA testi,kalp ve kalça muayeneleri
Yaşam Süresi : 10 – 12 yıl
Not : Mavi dobermanlarda ekseriya, Alopecia – Kellik Durumu na rastlanır. Beyaz dobermanlarda ise rastlanan sağlık sorunları oldukça fazladır.
Form ve Fonksiyon
Doberman, pekçok özelliği biraraya getirmiş mükemmel bir vücut yapısına sahiptir. Güçlü adaleli, zarif, süratli ve dayanıklıdır. Duruşu mağrur ve atik tavırlıdır. Yürüyüşü serbest, rahat ve güçlüdür. Tüyleri kısa, yumuşak olup, vücudunun atletik yapısını ortaya koyacak güzelliktedir.
Baş yapsı uzun ve etsizdir. Önden ve yandan bakıldığında V şeklide ( kama biçiminde) dir.
Kafatası yassıdır. Kulakları dik ve kesik gibidir. Kuyruk kesik gibi kısadır ve dik durur. Mide içe çekik, ayakları kedi ayağı gibidir. Renkleri, siyah, kızıl, mavi, kahverengidir. Hemen hepsinde çeşitli tonlarda bir kahverengi leke bulunur.
Doberman Sizin İçin Doğru Bir Seçim midir ?
Dobermanlar, ipek gibi parlak tüyleri ve güçlü adaleleri ile aristokrat bir görüntü verirler. Koruyucu köpeklerin en güzeli, en yakışıklısı olarak nitelendirilirler. Eve veya sahibine yaklaşan yabancıları hemen uzaklaştırırlar ancak sahiplerinin en küçük bir işaretile hemen durur ve her hareketleri dikkatle izlerler. Korku nedir bilmez ve ne cüssede olursa olsun düşman olarak gördüğü herşeye karşı koyar. Ailenin tüm fertlerini, anasız kedi yavrularını ve diğer ev hayvanlarını ve komşuları benimseyip koruması altına alır.
Dobermanlar daima dikkatlerini çekecek birşeyler bulmaya çalışırlar. Kendilerine yapacakları bir iş verildiğinde çok mutlu olurlar. Akıllı ve hür düşüncelidirler ancak her zaman kendi görüşlerinin en iyi ve en doğru olduğuna inanırlar. Onları eğitenler, hayvanın bu hassasını gözönünde tutup, tek yönlü olarak kendi akıl ve gücünü kullanarak hareket etmesini kontrol altına almalıdırlar.
Newfoundland Köpeği
Tarihçe bölümünde görüleceği gibi Kanada’nın Newfoundland kıyılarında gelişmiş, iri cesametli bir iş köpeğidir.
Etimoloji : Newfoundland, Kanada’nın doğusunda, 404517 kilometre kare ve 575000 nüfuslu büyük bir ildir. İlin 112299 kilometre karelik bölümü adadır. Bu yazımızda incelediğimiz köpek türü Newfoundland ilinin kıyılarında gelişmiş bir hayvandır ve adını da bu coğrafi bölgeden almaktadır.
Tarihçe: Kategori olarak, çoban köpeği niteliğindeki bir iş köpeği olan Newfoundland’ın menşei hakkındaki tartışmalar, Newfoundland adının vurgulanması dolayı sile fazla uzatılmamaktadır. Ancak, birçok araştırmacı, kati bir delil olmamasına rağmen, bu köpeğin menşeinin Tibet Mastifleri olduğunu iddia etmektedir. Onlara göre, Tibet Mastifleri, bir tarihte, Avrupa’ya getirilip, Pirene dağlarında yetiştirilmişlerdir. Daha sonraları da, yaklaşık 1660 lı yıllarda, Basklı balıkçılar tarafından Newfoundland’a getirilmişlerdir. Burada Husky’ler ile, English Retriever’ler ve English Setter’lerle eşleştirilmişlerdir. Newfoundland’ın müstakil bir cins olarak tanınması, 1779 yılına rastlamaktadır. Kendisini, daha ziyade deniz kurtarma operasyonları ile tanıtmıştır. Balıkçıların ağlarını çekmelerine yardımcı olarak kullanılmaktadırlar. Rahatlıkla çok soğuk sularda yüzebilmektedir. Newfoundland havalisini ziyaret eden Avrupalılar, bu köpeğin denizde ne kadar başarılı olduğunu gördüklerinden Avrupa’ya ithalatına başlamışlardır. Bu arada da Newfoundland’ta birden fazla köpek beslemeyi yasaklayan bir kanun çıkartılmıştır. Bu kanun ve biraz da ihracat dolayı sile Kuzey Amerika’da, Newfoundland köpeklerinin nesli körlenmeye başlamıştır. Buna mukabil Newfoundland’ların İngiltere’de üretilmesine devam edilmiştir. Kanada, ikinci dünya savaşını takip eden yıllarda bu hatayı görüp yeniden geniş çaplı bir çoğaltılma olanağını sağlamıştır. Son olarak, Newfoundland köpeği nüfusunun Kuzey Amerika’da yine en ileri safhaya geçtiği görülmektedir.
Bu köpeğe ait tarihçenin enteresan bir safhası da bir ressam sayesinde başlamıştır. Hayvan resimleri yapmakla ünlenmiş olan, Kraliyet Akademisi mensuplarından meşhur İngiliz Ressamı, Sir Edvin Landseer’in ( 1802 -1873 ), yapmış olduğu bir resim dolayı sile bu köpek dünya üzerinde büyük ilgi toplamış ve hatta bir süre, ressamın ismi ile “Landseer” olarak anılmıştır.
Newfoundland’lar, halen dev köpek türlerinin en popülerleri arasında yer almaktadırlar. Uzun yıllar İngiliz gemiciler, bu köpeği gemi köpeği olarak yanlarında taşımışlardır.
“Peter Pan” in yaratıcısı Sir James Barrie’nin ( 1860 – 1937 ) bir Newfoundland köpeği vardı. Bu köpeği “Nana” adı ile, Peter Pan hikayelerine dahil ederek İngiliz Çocuk edebiyatına da mal etmiştir.
Karakter Özellikleri : Newfounland’ın en önemli özelliği karakterinin yumuşaklığı ve tatlılığıdır. Çok sakin, nazik, sevimli, sadık ve sabırlıdır. İnsanlar için gerçek bir dosttur. Sahiplerini, herhangi bir tehdit karşısında cansiperane savunur. Ancak hiçbir şekilde saldırgan değildir, normalde, yabancı kişilere ve köpeklere dostça yaklaşır. Başka ev hayvanları ile iyi geçinir, çok sevecendir. Kolaylıkla eğitilebilir. Bekçi köpekliği yapabilir, korumacılık gücü oldukça yüksektir. Büyük cüssesine rağmen çocuklarla çok iyi geçinir. Soğuğa karşı dayanıklılığı yüksektir, ancak sıcağa hiç tahammül edemez.
Bakım : Bu çok uysal köpek, formunu korumak için her gün egzersiz yapmak ihtiyacındadır. Hafif yürüyüşler, atlayıp zıplama ve koşmalar onlar için çok iyi gelir. Yüzmeyi çok sever. Sıcak havalarda açık havaya çıkartılmamalıdır. Bahçeli bir evde, o da kısmen içeride, kısmen dışarıda yaşaması onu mutlu kılar. Ancak ev içerisinde rahatça uzanabileceği geniş bir yere sahip olması gerekir.
Tüyleri haftada en aşağı iki defa taranmalıdır. Tüy dökme mevsiminde tarama ihtiyacı haftada iki defa ile giderilemez. Hemen söyleyelim ki ağız yapısı dolayı sile salyaları akar ve su içerken etrafı biraz berbat eder.
Sağlık : Önemli Sorunlar:
– SAS-Pulmonic Stenosis – Kalbindeki,sol karıncık ile aort arasındaki bağlantı,anormal derecede dardır ve bu durum kalp kifayetsizliğine sebep olabilmektedir.Teşhis için özel inceleme yapılması gerekir.
– Elbow Displasia – Dirsek Çıkığı.
– CHD – Canine Hip Displasia – Kalça çıkığı.
– Gasrtic Tortion – Midenin,mide muhtevasını ve gazları hapsedecek şekilde bükülmesi.
Küçük Sorunlar :
– OCD- Osteochondritis Dissecans –Eklem yerlerindeki kemik dokusu dejenerasyonu.
– Entropion – Göz kapağının içe doğru kıvrılması.Gözü tahriş eder.
– Extropion – Göz kapağının dışa doğru kıvrılması.Gözü tahriş eder.
– vWD – von Willebrand Hastalığı – Kanda pıhtılaşmaya yardımcı olan eleman kifayetsizliği sonucu aşırı kanamalar olması.
– Cataract – Gözde katarakt teşekkülü.
Nadir Görülen Sorunlar .
– Epilepsy – Sara
Önerilen Testler – Kalça, dirsek, kalp, damar ve göz.
Yaşam Süresi : 8 – 10 yıl.
Dikkat Edilecek Hususlar: Sıcağa dayanamaz, bazıları anesteziye karşı hassastır.
Form ve Fonksiyon
Newfoundland, cüsseli, iri kemikli, çok güçlü bir köpektir. O kadar kuvvetlidir ki boğulmakta olan bir insanı sert bir havada azgın dalgalar arasından çekip çıkartabilir. Yüksekliğine nazaran uzunluğu daha fazladır.Yürüyüşü, adeta hiç güç sarf etmeden yürüyormuş hissi verir. Adımları uzun ve muntazamdır. Postu iki kademeli olup, sık ve yumuşak tüylerden müteşekkil bir iç tabakaya ve uzunca, düz ve sert tüylerden oluşmuş bir dış tabakaya sahiptir.
Görünüşü yumuşak ve duruşu, bakışı mağrurdur. Geniş iri bir kafa yapısına sahiptir. Gözleri derinde ve küçüktür. Kulakları nispeten küçük üçgen şeklinde ve uçları kıvrıktır. Sakinken kuyruğu aşağı doğru uzanır, kuyruğunu hiçbir zaman sırt seviyesinin üstüne kaldırmaz.
Renkleri, tam siyah, gri veya kahverengidir, bazılarında, çene altında, göğüste, ayak parmaklarında beyaz yamalara rastlanır.
Erkeklerde yükseklik 71 santim, dişilerde 66 santimdir. Ağırlıkları 50 – 75 kg. arasında değişir.
Newfoundland Sizin İçin İyi Bir Seçim midir ?
Bu son derecede mağrur ve güzel, hoş köpek, yumuşak karakterli, sadık ve koruyucu vasfı ile herkesin sahip olmayı isteyebileceği bir köpektir, ancak sizin dünyanın neresinde yaşadığınız bu seçimde çok önemli bir faktördür. Hiçbir şekilde sıcağa tahammülü olmayan bu köpeği sıcak iklimlerde sahiplenmeye kalkmak bu hayvana karşı haksızlık olur.
Soğuk iklimlerde yaşayanlar için de aldığınız yavrunun kısa zamanda dev bir köpek olacağını ve ona göre bina içinde ve dışında geniş bir sahaya sahip olmanız gerekeceğini hatırdan çıkartmamak gerekir. Böyle bir yavruyu asla güreşmeye, sert hareketlere alıştırmamak gerekir zira hiçbir zaman kendi cesametinin ve gücünün farkında olmadan hareket eder. Böyle bir köpeğe sahip olmak isteyenler ayrıca bakım bölümünde işaret etmiş olduğumuz hususları da göz önünde bulundurmalıdırlar.
Çok iyi bir yüzücü ve denizle barışıktır, denizcilere ve balıkçılara yardımcı olan bir iş köpeğidir. Bazı ülkelerde deniz kıyılarında ve büyük havuzlarda can kurtaran köpeği olarak kullanılırlar. Bu taktirde de görevini o kadar benimser ki bazen endişelenip kendi halinde yüzmekte olan bir insanı veya çocuğu tutup sudan çıkartabilir. Karada, çocukları küçük arabalarda gezdirebilir veya kızak çekebilir.
Rottweiler 

Kitaplar, Rottweiler’i çok güçlü, Alman ırkı bir köpek olarak tanımlamaktadırlar. Adını, Güneybatı Almanya’da, Baden-Württemberg eyaletinin zarif tarihi şehri Rottweil’ den almaktadır.
Tarihçe : Araştırmacılar, Rottweiler’in kökenini antik çağlara kadar takip etmektedirler. İstilacı Roma orduları Avrupa’nın, Asya’nın ve Afrika’nın türlü bölgelerine uzanıp oraları egemenlikleri altına alırken, yaptıkları askeri harekat esnasında, şüphesiz ki yiyecek, içecek, askeri malzeme ve teçhizatı da beraberlerinde taşımak zorunda idiler. Büyük itina ve organizasyon gerektiren bu ikmal işleri, onların büyük sığır ve koyun sürülerini de birlikte götürmeleri sonucunu doğuruyordu. Konuşlandıkları bölgelerde de bunları besleyip bakmak önemli bir sorundu. Gerek hareket halinde iken, gerekse bir yerlere yerleştiklerinde koruma altında tutmak zorunda oldukları pek çok canlı, cansız mahluk ve eşya mevcuttu. Tabii ki, ordulara gıda temin etmenin bir başka yolu da, talanı bir tarafa bırakırsak, avcılıktı. Av askerler için hiç bitmeyen bir görevdi. Bu yüzden Roma orduları bekçilik, koruyuculuk, avcılara yardımcılık ve icabında taşıyıcılık görevlerini yüklenecek köpekleri kullanıyor ve bunları yetiştiriyorlardı. Bunlar çok güçlü köpek cinsleri idi. Sarp dağların aşılmasında, karda, buzda kızak çekebilen, bazen küçük arabalara koşulan, küçük ve büyük hayvanlara çobanlık edebilen, güvenilir güçlü köpeklere sahiptiler; bunları çok iyi bir eğitimden geçirdikten sonra, kendilerine savaş görevi de verebiliyorlardı. Romalılar, geçtikleri ve yerleştikleri ülkelerde bu görevleri yüklenebilecek çapta köpeklere rastladıkça, onları da sahiplenip ordularına katıyorlardı. Almanya’nın Rottweil şehri Roma devrinde önemli bir yerleşim merkezi olmuştu, o zamanki adı, Arae Flavae idi. İmparator Vespasianus ve sonradan yerine imparator olan oğlu Titus, daha henüz tahta çıkmadan Germania’da görevlendirilmişler, bugünkü Rottweil’in bulunduğu bölgeyi Roma imparatorluğuna katmışlar ve yerleşim yerleri kurmuşlardı. Rottweil’de yapılan arkeolojik kazılarda bulunan Roma hamamı ve sair yıkıntılar buradaki Roma yaşantısını açığa çıkartmaktadır. Vespasianus’un imparatorluğu Milattan Sonra, 69 – 79 yıllarına rastlar; aynı zamanda Kudüs fatihi de olan ,oğlu Titusun imparatorluk dönemi ise, M. S. 79 – 81 yıllarıdır. Büyük Larousse, Rottweiler ırkını şöyle vasıflandırıyor: Molos köpeği ile çoban köpeğinin karışımından elde edilmiş çok güçlü bir köpek türü. Bu tarifi kurcaladığımızda ,kendimizi antik tarihin biraz daha derinliklerinde buluyoruz.. Molos, bugün mevcudu kalmamış iri ve güçlü bir köpek cinsi olarak karşımıza çıkıyor. Yine ansiklopedilere göre, Molos’ları, Milattan Önce, 430 – 390 yılları arasında, Balkan yarımadasının batısında bulunan Epir ( Epeiros ) bölgesinde yaşamış bulunan Molosos’ lar yetiştirmişler. Molosos’lar, Milattan Önce, 390 tarihinde Makedonyalılara bağlanmışlardır. Şimdi o tarihlere bir göz atalım. Makedonyalı Büyük İskender Milattan Önce, 356 yılında doğdu ve 20 yaşında, babası Philipos’un ölümü üzerine tahta çıktı ve o tarihlerde, Molasların ülkesi Epir, Makedonyalıların yönetimi altında idi ve Büyük İskender’in annesi Epirli bir prenses olan Olympia idi. İskender, doğu seferinde iken, Milattan Önce, 323 tarihinde öldü. Makedonya, Milattan Önce 215 ile 148 yılları arasında Romalılar ile yaptıkları üç büyük savaş ve çeşitli mücadeleler sonucunda yenilgiye uğradı ve Romanın bir eyaleti haline geldi. Dolayısile Epir bölgesi de artık Romaya aitti. Tarih kitaplarındaki bu bilgileri, Romalıların iri köpek toplayıp yetiştirme merakları ile karşılaştırırsak, Romalıların Rottweiler’in ahfadını teşkil eden Molas köpeklerini böylece Makedonlar’dan almış olmaları ihtimali büyük ölçüde ortaya çıkıyor. Diğer taraftan, Büyük İskender’in de bu köpekleri kendi istilaları esnasında,orduları içinde kullanmış olma ihtimali varittir. Bakınız bu hususta gözümüze ne çarpıyor : Antik dünya hakkında uzmanlaşmış bir bilim adamı olan Valerio Massimo Manfredi, Büyük İskender adlı eserinin Makedonya’dan Anadolu’ya başlıklı I. Cildinde bir av partisinden bahsederken şu cümleleri kullanıyor: “Epir Kralı İskender, bu özel gün için kendi topraklarındaki hayvan yetiştirme merkezlerinden büyük boylu, burnu iyi koku alan köpekler getirtti, bir gün önce, dağdaki bir ormanın kıyısına yerleştirilen bu köpekler yüz yıl kadar önce doğudan getirilmiş köpeklerin soylarındandı ve Epirde Molasia iklimine ve doğasına uyum sağladıklarından özel yetiştirme çiftlikleri kurulmuştu. Bu nedenle bu av köpeklerinin cinsine Molassi denilir olmuştu. Güçleri, iri yapıları ve acıya dayanıklılıkları nedenle gerçek bir av partisi için en iyi hayvanlar bunlardı. Bahsedilen av partisi rast gele bir avlanma olmayıp aslan avıdır ve o gün biri erkek diğeri dişi iki aslan öldürülmüştür. Köpeklerin bu avdaki katkıları önemlidir. Bu hikayenin geçtiği zamanlarda Büyük İskender çok gençtir ve henüz Makedonya tahtına oturmamıştır, ancak annesinden tevarüsen Epir Kralı ünvanı ile anılmaktadır. Atıfta bulunduğumuz kitabın daha ileriki sahifelerinde, bu güçlü Molas köpeklerini, İskender’in sadece avlanmakta değil ordusu içinde de kullanmış olduğuna dair bilgiler edinmekteyiz: İskender Hindistan seferindedir ve İndus ırmağını geçip, o zamanlar o bölgede hakim bir kavim olan Malliler ile çarpışmaktadırlar.Bir tepenin üstündeki bir kaleyi kuşatmışlar – 3 – ele geçirmeye çalışmaktadırlar. İskender, her zamanki gibi askerlerinin en önünde çarpışmaktadır. Bütün geri dön emirlerine rağmen ,sadık köpeği, Peritas onu takip etmekte ve gözden kaçırmamaktadır. Çarpışmalar sırasında, İskender bir an yalnız başına kalır,düşman onu sıkıştırmıştır,kendi adamları yetişinceye kadar yaralanır, öldürülmek üzeredir. Bu sahneyi, Manfredi’nin cümleleriyle anlatalım: “Köpek yıldırım gibi rampayı tırmandı; bir mızrakla yaralanmış olan efendisi, kalan son gücünü kullanarak kalkan ile kendisini savunmaya uğraşıyordu. Her şey bir anda oldu; Peritas duvarın tepesinden atladı,düşmanların ortasına gülle gibi inip hepsini arkaya devirdi; birinin elini ısırarak kemiklerini kırdı, ötekinin boğazını parçaladı, üçüncüsünün karnını deşti. Muhteşem hayvan adeta aslan gibi çarpışıyordu ve havlayarak, dişlerini göstererek düşmanı korkutuyor, kaçırıyordu.” İskender bundan yararlanarak geriye doğru sürünür ve kendini kurtarır, ancak Peritas o hengame arasında öldürülür. Yaralı İskender bir sedye ile çarpışma mahallinden uzaklaştırılırken kale de Makedonyalıların eline geçer:İskender’in silah arkadaşı, kumandan Leonatos, ölmüş olan Peritas’ı işaret eder ve yaşlı gözlerle “Onu da eve götürün, bu çarpışmanın kahramanı oydu” der.(V.M.Manfredi – Büyük İskender – Cilt III – Dünyanın Hakimi) Bu bir savaş köpeğinin öyküsü idi, Romalıların Jül Sezar devrinde bazı köpekleri gladyatör olarak da kullandıkları biliniyor. Roma devrine ait bazı yazılı belgeler, Romalıların köpeklere özel bir ilgi beslediklerini ve köpek soylarını, bugünkü modern tasnife benzer bir şekilde iki grupta toplamış olduklarını göstermektedir: Canes Villatici (ev köpekleri) ve Canes Pastorales (çoban köpekleri). Biz bu ikinci gurubu çalışan gurup veya iş köpekleri arasında mütalea ediyoruz. Rottweiler bu grupta yer almaktadır. Bütün bu bilgileri özetlersek, Rottweiler’in asırlarca önce doğudan gelen ve Molasiler tarafından çiftliklerde yetiştirilip eğitilen ,sonuçta Molas adı verilen köpeklerin, Romalılar tarafından bazı Alman kökenli köpeklerle ile birleştirilmesinden meydana gelmiş bir cins köpek olduğunu söyleyebiliriz. Bir başka yazımızda, Anadolu Çoban Köpeğini yani Kangalı ele alacağız. Bazı kaynaklar, Kangalın kanında da aslında bir doğu köpeği olan Molosun ahfadının ve Tibet Mastif’lerinin karışımının mevcut olduğunu söylemektedirler. Bazı kaynaklar ise Kangalın genlerinde başka hiçbir cinsin karışımına rastlanmadığını ifade etmektedirler. Nasıl olursa olsun, belki de Molosusların eğitip Molos adını taktıkları köpekler bizim Kangallar idi. Kangalların dört bin yıldır Anadoluda yaşadığı ileri sürülmektedir. Roma devri gelip geçtikten sonra, orta çağlarda, Avrupa’da yaşam çok değişti: Rottweil kasabası sığır ticaretinin merkezi oldu. Rottweilerler bu süre zarfında, çoban köpeği olarak ve çiftliklerde küçük arabaları çekmekte kullanıldılar. Bu durum 19. yüzyılın ortalarına kadar devam etti. Bu tarihlerde sığır sürücülüğünden vazgeçilmeye ve küçük araba çekiminde de merkep kullanılmaya başlanıldı. Böylece Rottweiler’e ihtiyaç kalmıyordu ve bu cinsin nüfusu azalmaya başladı. Aradan yıllar geçti ve insanlar birden bu cinsin yok olmakta olduğunu fark ettiler ve 1900′ lü yıllarda birtakım kulüpler kurarak ırkın devamını sağladılar.
Karakter Özellikleri : Rottweiler, kendinden emin, cüretkar ve kendini çevresine adeta zorla kabul ettiren muhteşem görünüşü ile, koruyucu olarak tercih edilen bir köpektir. Dik başlı,inatçı,mütehakkim bir karaktere sahiptir. Yabancılara karşı ihtiyatlı ve vekarlı bir şekilde hareket eder. Eğer sahibinin veya mensubu olduğu ailenin bir tehlike altında olduğunu sezerse aşırı derecede koruyucu bir tavır takınır. Çocukların aşırı hareketliliğinden pek hoşlanmaz, onları düzene sokmağa çalışır. Çok güçlü olan bu köpeğin insanlarla birlikte barışık bir atmosfer içinde yaşayabilmesi için devamlı eğitilmesi ve böylece sadık ve koruyucu bir aile ferdi olması için gayret sarf edilmesi gerekir. Son yıllarda, Amerika ve Avrupa televizyonlarında ve yazılı basınında çıkan bazı haberler, yeterli eğitime tabi tutulmadan yetiştirilen bazı Rottweiler’lerin çevreye dehşet saçabildiklerini göstermekte ve hatta bazı ülkelerde beslenmelerinin yasaklanması yönünde girişimlerde bulunulduğu ifade edilmektedir.
Bakım :Rottweiler’in, her gün hem fiziki, hem de zihni olarak faal tutulması gerekir. Bunun için uzun yürüyüşlere ve koşmaya götürülmesi, güvenli bir sahada gücünü kullanacağı egzersizler yapmasına müsaade edilmesi gerekir. Keza devamlı olarak itaat dersleri verilmelidir. Soğuk havadan hoşlanır, buna mukabil aşırı sıcaktan rahatsız olur. Mutedil ve soğuk iklimlerde, kapalı bina dışında, kendisine korunacağı bir kulübe verilirse, rahatlıkla yaşayabilir. Ancak ailesi ile iyi ilişki kurup bu ilişkiyi geliştirebilmesi için önemli bir süre ev içinde tutulması zaruridir. Tüylerinin bakımı çok büyük bir itina istemez, ara sıra ölü tüyleri temizlemek için fırçalanması kifayet eder.
Sağlık : Önemli Hastalıklar
CHD- Canine Hip Dysplasia – Kalça kemiğinin anormal gelişmesi sonucu femür başının pelvic yuvaya rahatça oturmaması.
Elbow Dysplasia – Dirsek Çıkığı -Dirsek mafsalının gevşemesi. Hatalı gelişme sonucu oluşur ve arterit değişikliklere sebep olur.
Osteosarcoma – Habis Kemik Kanseri
Gastric Tortion – Hazım sistemi rahatsızlığı – Midenin, mide muhtevasını ve gazları hapsedecek şekilde bükülmesi.
Küçük Sağlık Sorunları
OCD – Osteochondritis Dissecans – Eklem yerlerindeki kemik dokusunun dejenerasyonu nedeni ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Genellikle hızlı büyüyen iri ırkların gençlik dönemlerinde görülür.
Panosteitis – Genç köpeklerin, mafsallarında meydana gelen aşırı kemik büyümesi. Hayvanın ara sıra topallamasına sebep olur.
Nadir Görülen Sorunlar
PRA – Progressive Retinal Atrophy –Retina tabakasının,aşamalı olarak zayıflaması.Semptomları,gece körlüğü ile başlayıp tam körlüğe kadar ilerleyebilir.
Cataract
Epilepsy
Önerilen Tıbbi Testler
Kalça, dirsek, kalp, kan ve göz muayeneleri.
Yaşam Süresi 8 – 11 yıl.
Form ve Fonksiyon
Rottweiler, orta büyüklükte bir köpek cinsidir ama cüssesine nazaran çok kuvvetlidir; gürbüz, güçlü ve dayanıklı bir yapısı vardır. Bu köpekler, büyük güce, çeviklik ve dayanıklılığa ihtiyaç duyulan her türlü işte kullanılabilmektedirler. Hayvan sürülerinin uzak mesafelere götürülmesinde refakat etmeyi ve çok zor koruma görevlerini başarı ile yürütmeyi rahatlıkla becerebilmektedirler. Yürüyüşü, uzun ve kuvvetli adımlarla emin bir şekilde devamlılık arz eder. Tüyleri, düz, sert ve sıktır. Rottweiler’in asil, ihtiyatlı ve kendine güvenen bir görünüşü vardır. Baş yapısı geniştir,kulakları orta büyüklükte, üçgen şeklinde ve düşüktür. Sırtı, enseden kuyruk sokumuna kadar aynı seviyededir. Kuyruk çok kısa olup sadece bir iki omurga boğumunu ihtiva eder ve köpek hareket halinde iken hafifçe kalkık durumda olur.
Ağırlık Erkek 42 – 63 Kg
Dişi 40 – 50 ,kg
Yükseklik Erkek 60 – 67 Kg
Dişi 55 – 63 Kg
Rottweiler Sizin İçin Doğru Bir Seçim midir ?
Rottweiler’den bahsederken bu sorunun üzerinde dikkatle durmak ve ciddi bir şekilde cevaplandırmak zorundayız. Amerikan Rottweiler Kulübü şu ifadeyi kullanmaktadır: “Rottweiler çok şevkli bir arkadaştır ama hiçbir şekilde sizin esiriniz olmaz”. Kısaca bu köpekler herhangi bir şeyi yaptırmak için zorlayamayacağınız ölçüde güçlü ve kararlı köpeklerdir. Karakter özelliklerini izah ederken söylediğimiz hususları katiyen gözden uzak tutmamalısınız. Rottweiler’ler sevip saydıkları sahipleri için hizmetten kaçınmazlar. Güçlü bir köpeğin kontrol altında tutulmasının titiz davranmakla bir alakası yoktur, bu husus bir zarurettir. Bir Sibirya köpeğinin veya bir Basset’in kontrol dışına çıkması çok fazla zarar yaratmaz,onlar nihayet toprağı kazarlar, ulurlar, kaçabilirler, misafirlerinizi biraz rahatsız edebilirler, fakat kontrolden çıkmış, Rottweiler gibi güçlü bir bekçi köpeğinin yaratabileceği problemler çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Rottweiler, soğukkanlı, kendine güveni çok yüksek ve efsanevi cesarete sahip bir köpektir.Kendi ailesine karşı çok sevecen olmakla beraber yabancılara karşı soğuk davranır. Onların, ziyaretçilerle, veterinerlerle veya karşılaşabilecekleri diğer kişilerle mutlaka tanıştırılmaları gerekir. Kızgınlık anında yapılan bağırış çağırışlarla, neşeli bir toplantıda atılan çığlıklar arasındaki farkı onlara izah etmek olanaksızdır; bir kavga sırasındaki itiş kakışlarla, futbol oynarken yapılan sert hareketlerin farklılığını kavrayamazlar. Keza gerçekten kötülük yapmak isteyen birinin sinsice hareketleri ile, saklambaç oynayan çocukların sessiz sedasız hareketlerini birbirinden ayırt edemezler. Onların yanında halat çekişme gibi bir tarafın diğer tarafa galebesi esasına dayanan oyunlar oynamaktan kaçınılması gerekir. Hiçbir şekilde, bağlanıp zincirlenmeye gelemezler. Yaşlı ve çelimsiz kişiler onlarla başa çıkamazlar. Bu köpeklerin çok küçükten başlayıp disiplin altında yetiştirilmeleri gerekir. Çocukları iterek veya omuz vurarak yönlendirmek isterler, bu itibarla özellikle okul çağına gelmemiş çocuklar için asla iyi bir arkadaş olamazlar. Diğer hayvanlarla çok küçük yaşta alıştırılırlarsa geçinebilirler. Hemcinsleri ile münasebetlerinde aynı cinsiyete mensup olmaları halinde , birbirlerine karşı agresif tavır takınabilirler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir